• Çizgi’m
  • Bilmek İstiyorum
  • Unutulmayan İyilik…
  • BİR SAATLİK ÖMÜR
  • Mevlana’dan Deyişler
  • KIBRIS Gazisi E.P.Kd.Alb.Niyazi KÜLAHLI’ya-1 “””””””
  • NASİBE!..
  • Daha da Sarıl Bana, Bırakma Beni…
  • ULUSLARARASI BAŞARI GÖRMEZLİKTEN GELİNEMEZ!..
  • Cumhuriyete Saldırılar Bitmedi, Bitmeyecek…
  • Bir Zamanlar Kahramandı!.. Meğer…
  • Bir Kumruyla Söyleşi
  • Çok Şükür Değiştim dedi ve Lefkoşa Büyükelçisi Oldu
  • İlah Olmadı Put da Olmadı Allah’ın Kuluydu…
  • Çocuk acılar içinde.
  • Üye Ol
  • Üye Girişi
    • Anasayfam Yap
      • Sitene Ekle
      • Amacımız
      • Künye
      • İletişim
Sislioda
    •  
    • Anasayfa
  • Güncel
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Spor
    • Canlı Sonuçlar
    • İstatistikler & Puan Durumu & Fikstür
  • Politika
  • Şiir
  • Sağlık
  • Teknoloji
  • Yazarlarımız
  • Seri İlanlar
    • İlan Ekle
  • Firma Rehberi
    • Firma Ekle
20.06.2025 03:15:04
  • Kültür Sanat
  • Magazin
  • Gazeteler
  • Video Galeri
  • Foto Galeri
sislioda.com Bizi Facebook'dan takip edin
sislioda.com Bizi Twitter'dan takip edin
Anasayfa » Dünya
Saime Bilhan

Zamanın Yırtığından Sızıp Gelen RADYO-7 ‎

Eklenme Tarihi: 12 Temmuz 2019 Cuma
Eklenme Saati: 15:48
Okunma Sayısı: 403
Tweetle
Saime Bilhan saime.bilhan55@gmail.com
Yazdır
Yazıyı Büyüt Yazıyı Küçült
Zamanın Yırtığından Sızıp Gelen RADYO-7 ‎




Yasaklı radyomuzla ilgili üstü açılmamış ve anımsadığımda bir tuhaf olduğum anılarım gözlerimin önünde dansa edip durdu. Bu anımı radyoyla ilgili son bir anım olarak sunacağım.
Bir gün ablam yine radyoyu açmıştı. Beni çağırdı, gittim, çok güzel oyun havaları çalıyordu. Ablam daha ağzını açmadan ben isyanla bağırdım:
“Bana ne! Bugün kapıda gözcülük yapmayacağım!” diye çıkıştım.
Ablam çok rahattı, güldü bana:
“Bakmana gerek yok, dedi. Babam çarşıya çıktı. Alışveriş yapacak, bir de fırın için un parası yatıracak. Hepsini birden hemen tamamlayıp dönemez ki nasıl olsa geç gelir. Hadi gel oynayalım!”
İçimden derin bir oh çekerek sevincimi dışa vurdum. Radyo da çalan:
“…Tin tin tini mini hanım.
Seni seviyor canım.
Bahçelerde saz olur.
Gül açılır yaz olur.
Sevdiğime gül demem.
Gülün ömrü az olur…” şarkısının eşliğinde başladık oynamaya. Olabildiğince şarkının ritmine ayak uyduruyorduk. Apayrı bir dünyada yaşıyoruz sandık. Hem oynuyor hem de duvarda ki aynada kendi görüntümüze bakıyorduk. Eh fena oynamıyorduk hani!.. Ama ablam daha güzel oynuyordu. Arada bir iki elinin içini birbirine yapıştırıp, iki işaret parmağını birbirine sürterek çık çık diye sesler çıkarıyordu. Bunu yaparken bir de göbek atıyordu. Yaptıkları hoşuma gitti. Ona bakıp ben de aynısını denemeye başladım ama pek beceremiyordum.
***
Biri bitip biri başlayan oyun havaları devam ettikçe biz de oynamayı sürdürdük. Hiç böylesine mutlu olduğumu, müzik eşliğinde, onun ritmine uymaya çalışarak oynadığımızı hatırlamıyorum. Çok çok neşelendik. Ablam da ben de… Ne kadar zaman geçti bilmiyorum. Oynarken arada bir kendi etrafımızda döndüğümüz de oluyordu. Döne döne oynamak ne de güzel oluyordu! Sırtımı ablama yüzümü kapıya döndüğüm bir sıra aniden dünyam değişti, bulunduğum yerde donakaldım. Kelimenin tam anlamıyla donmuş gibi kıpırdayamıyordum.
Çünkü…
Kapıda dikilmiş bizi seyreden biri vardı.
Ve bu adam babamdı.
Gözlerimin iri iri açıldığını bir de çevremin hafiften karardığını anımsar gibiyim. Ha bir de kapıda dikilmiş bizi seyreden babamın yüzündeki hafif tebessümü ve ince bıyığının yanlara doğru açıldığını hiç mi hiç unutmadım. O anı şimdi tüm tazeliğiyle anımsıyorum. Bendeki hareketsizliği gören ablam da dönüp kapıya baktığında babamı gördü ve o da aynen benim gibi anında donakaldı. Utancımızdan ne yapacağımızı bilemedik. Babamın bize bağırıp çağıracağını bekliyorduk. Tüm kızgınlığıyla bizi azarlamaya başlarsa yerden göğe kadar haklıydı. Her şeye hazırdık. Verilecek her cezaya da…
Radyo ise bizdeki değişikliğin farkında değildi ve aynı oynaklıkla oyun havaları çalmaya devam ediyordu. Aniden babamızı karşımızda görünce radyoyu kapatmayı akıl edememiştik. Fakat babamdan beklediğimiz hiçbir tepki gelmedi. Daha fazla yüzüne bakacak hâlimiz yoktu, başımız önümüze eğik hemen koşarak odayı terk ettik. Daha doğrusu kaçtık oradan. Kapıdan çıkarken radyodan gelen kıvrak havanın ritmiyle hızlandığımı çok iyi hatırlıyorum…
***
İşte şimdi karşımda duran şu radyo, acısıyla tatlısıyla özlediğim o günleri tekrar yaşamama sebep oldu. Radyo, uzun yıllar kardeşim Ramazan’da kalmıştı. Nasıl olduysa aklıma geldi. Birkaç günlüğüne istedim. O da sağ olsun kırmadı beni hemen getirdi. Tüm bu yaşadıklarımı yeniden hatırlayınca kardeşimden eski radyomuzu getirmesini istemekle ne de iyi etmişim!.. Yaşadığımız bu anıların önemli bir bölümünü tamamen unutmuştum. Eğer bu radyo olmasaydı, bütün bunları asla hatırlayamayacaktım.
Bazen, geçmişte yaşadığım olaylar sözle anlatılınca hiç hatırlayamadıklarım oluyor. İstediğim kadar belleğimi zorlayayım, yok olmuyor, hatırlayamıyorum!.. Çok ilginçtir ki belleğimizin bize hatırlatamadığı olaylar dizisini bir eşya tüm ayrıntılarıyla, duyguların hiçbirini göz ardı etmeden hatırlatabiliyor…
Bunun en önemli kanıtı karşımda duran şu radyo! Bir tek sorun vardı. Elli beş yıl öncenin radyosu artık çalışmıyordu. Geçmişteki sesleri özlemiştim. Radyoyu hemen tamirciye götürdüm. Radyo tamircisi:
“Bunlar artık işlevini yitirdi. Eskiden uzun, orta, kısa dalga istasyonları vardı. Şimdi ise FM radyo istasyonları var. Buna bir FM alıcısı taksak bile randıman vereceğini sanmıyorum. En iyisi siz bunun şeklini hiç bozmayın, eğer sizin için değerli bir anısı varsa bırakın bir köşede böyle dursun… Arada bir bakışırsınız…”
Anlaşılan o ki “dokunma yasaklı radyomuza” yine dokunamayacağım ve onu gönlümce istediğim zaman yine açamayacağım!..
Demek ki geçmişin acılarını ondan çıkaramayacağım!.. Ama o bu hâliyle dahi bana çok şey verdi! Verdiklerinin değerini bir başka şeyle değişemem…
Şu kenarda boynu bükük duran ve yıllanmışlığından artık çalışmayan şu radyo:
Yıllar önceki sevinçlerimi, hüzünlerimi, acılarımı aynen dünkü gibi tek tek geri verdi bana. Uzun yıllar öncesinde birlikte yaşadığım sevdiklerimle beni buluşturdu, hasret gidermemizi sağladı. Başka türlü nasıl olur da rahmetli babamın ve annemin o yüz ifadelerini hatırlayabilirimdim? Ablamla, kardeşlerimle ortaklaşa yaşadıklarımı; onların seslerini ve ta o zaman giydiğimiz giysilerin renklerini nasıl hatırlayabilirdim?
Bu anılar dizisiyle bir kez daha anladım ki geçmişimizde değeri olan ne varsa onu hayatımıza katmalıyız. Katmalıyız ki geçmişimizden kopmayalım… Bunu eski püsküler içine gömülelim anlamında söylemiyorum. 20 Haziran 2018
(Artık bitti)
 
Saime Bilhan
 
sislioda.com

Etiketler:
FM istasyonları gözcülük tini mini hanım
Paylaş Tweetle Paylaş Paylaş Paylaş

Yazarın Diğer Yazıları

Unutulmayan İyilik… Yıl 1978. Zor, çok zor ama çok zor bir yıldı o yıl!.. Etim, kemiğim, kanım, canım, ...
Unutulmayan İyilik…
BİR SAATLİK ÖMÜR O sabah da diğer günler gibi sıradan bir gündü. Ev hanımları için hiç değişmeyen sabah ko...
BİR SAATLİK ÖMÜR
NASİBE!.. Sözlerime, merhum Mehmet Akif'in, "Bir gece" şiirindeki şu mısralarla başlamak istedim. İ...
NASİBE!..
Bir Kumruyla Söyleşi Hastalığın amansız pençesinde kıvranan yaşlı kadın pencereden dışarıya bakıyordu. Yakında...
Bir Kumruyla Söyleşi

Yorum Yazın

Cevabı iptal etmek için tıklayın.

Kullanıma İzin Verilen HTML Kodları : <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>

Renkli Deneme

Çizgi’m Bilmek İstiyorum Unutulmayan İyilik… BİR SAATLİK ÖMÜR Mevlana’dan Deyişler
  1. Çizgi’m Çizgi’m
  2. Bilmek İstiyorum Bilmek İstiyorum
  3. Unutulmayan İyilik… Unutulmayan İyilik…
  4. BİR SAATLİK ÖMÜR BİR SAATLİK ÖMÜR
  5. Mevlana’dan Deyişler Mevlana’dan Deyişler

En Son Haberler

Çizgi’mAsgari Ücret fiyaskosu, Emekli Yılının belleğimde yerleşen korkusu, Aile Yılı......
Çizgi’m
Bilmek İstiyorumYaşım onbeş, Herkesle kardeş kardeş, Özgürce yaşamak istiyorum. Düşüncelerim beni......
Bilmek İstiyorum
Unutulmayan İyilik…Yıl 1978. Zor, çok zor ama çok zor bir yıldı......
Unutulmayan İyilik…
BİR SAATLİK ÖMÜRO sabah da diğer günler gibi sıradan bir gündü. Ev......
BİR SAATLİK ÖMÜR
Mevlana’dan DeyişlerEy altın sırmalı giysiler giymeye, altın kemerler takınmaya alışmış adam,......
Mevlana’dan Deyişler
  • Seri İlanlar
  • Firma Rehberi
  • Güncel
  • Manşetler
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Spor
  • Politika
  • Yaşam
  • Şiir
Sitemizde yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.. Görüş ve önerileriniz için info@sislioda.com adresine e-posta gönderebilirsiniz.
Copyright © 2016 - Sislioda Her Hakkı Saklıdır.

Tasarım ve Programlama: Ajans5.Net