• Çizgi’m
  • Bilmek İstiyorum
  • Unutulmayan İyilik…
  • BİR SAATLİK ÖMÜR
  • Mevlana’dan Deyişler
  • KIBRIS Gazisi E.P.Kd.Alb.Niyazi KÜLAHLI’ya-1 “””””””
  • NASİBE!..
  • Daha da Sarıl Bana, Bırakma Beni…
  • ULUSLARARASI BAŞARI GÖRMEZLİKTEN GELİNEMEZ!..
  • Cumhuriyete Saldırılar Bitmedi, Bitmeyecek…
  • Bir Zamanlar Kahramandı!.. Meğer…
  • Bir Kumruyla Söyleşi
  • Çok Şükür Değiştim dedi ve Lefkoşa Büyükelçisi Oldu
  • İlah Olmadı Put da Olmadı Allah’ın Kuluydu…
  • Çocuk acılar içinde.
  • Üye Ol
  • Üye Girişi
    • Anasayfam Yap
      • Sitene Ekle
      • Amacımız
      • Künye
      • İletişim
Sislioda
    •  
    • Anasayfa
  • Güncel
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Spor
    • Canlı Sonuçlar
    • İstatistikler & Puan Durumu & Fikstür
  • Politika
  • Şiir
  • Sağlık
  • Teknoloji
  • Yazarlarımız
  • Seri İlanlar
    • İlan Ekle
  • Firma Rehberi
    • Firma Ekle
20.06.2025 16:39:57
  • Kültür Sanat
  • Magazin
  • Gazeteler
  • Video Galeri
  • Foto Galeri
sislioda.com Bizi Facebook'dan takip edin
sislioda.com Bizi Twitter'dan takip edin
Anasayfa » Dünya
Hüseyin Yeğin

Yürüyüşleri, Giyinişleri ve Süslenişleri Farklı…‎

Eklenme Tarihi: 21 Eylül 2019 Cumartesi
Eklenme Saati: 19:00
Okunma Sayısı: 251
Tweetle
Hüseyin Yeğin huyegin@gmail.com
Yazdır
Yazıyı Büyüt Yazıyı Küçült
Yürüyüşleri, Giyinişleri ve Süslenişleri Farklı…‎


Kıpırdanmalar var tek tük… Ama çoğalmakta sayıları gittikçe…
Elleri bomboş sokaktaki çocukların. Sözde oyun oynuyorlar ama saklambaç oynamasını bile bilmiyorlar. Alan yok ki! İnsanlarla dolu ve daracık yerlerde oyun mu oynanır?
Ayaklarıyla ittirdikleri bir şeyleri de yok!..
Çok yazık ediliyor çocuklarımıza!
Bütünleşen ve kardeşçesine birbirine yapışanların oluşturduğu güç alıp başını gitmiş. Zor günler bekliyor insanları. Dünün zor günleriyle kıyaslanmayacak ölçüde hırçınlaşmış koca bir gövde homurdana homurdana kımıldayıp duruyor. Kımıl kımıl!..
Cemaatler!..
Cemaatler çoğalıyor ve her geçen gün etki alanlarını genişletiyorlar.
***
Öğrenci yurtları cazibe merkezi olmuş! Gençlerimizin geleceklerine ipotek koymak isteyenler var. Alıp da ellerine bir hamur gibi yoğurup şekillendirmek istedikleri öğrencilerin büyük çoğunda kaçış var. Öğrencilerimiz eleştirel aklın uzağına düşmek istemiyorlar.
Avrupa’nın 18. ve 19. yüzyıllarda tanıştığı “Aydınlanma çağı” Türkiye’nin semtine uğramamış gibi. Bunun için “düşünme, tartışma ve söylenip durma” diyenlerin sayıları arttıkça toplumun içten gelen sancılı avazı göğe yükseliyor.
İnsanların gözlerine ve gönüllerine yerleşen huzursuzlukla mutsuzluk yan yana yürüyor. Hem dost hem de düşmanlar birbirine.
Sinsi bir kımıldanmanın ardından gelecekler merak konusu olmuş! Bir deprem mi olacak, yoksa önüne geleni silip süpürecek bir tufan mı bekleniyor?
***
Okullar açıldı ama çocukların dünden kalan ve belleğimizde yer etmiş gülücükleri kaybolmuş. Yitip gitmiş sanırsınız. Birileri el altından oyunbozanlık yapıyor. Açıkça belli ki günümüzün karanlığa bakan geleceği bilinmezliklerle dolmuş. Soru üstüne sorular birbiri peşi sıra bir havuza doluşmakta… Yan yana, üst üste binen sorular yığıldıkça soru havuzu kaynar kazana dönüşmüş. Defter kalem zamlanmış iyice!..
Çevre, kendisini aydınlatan puslu bir havayla örtülmüş göz alıcı parlaklığı iyice yitip gitmiş!..
Bırakınız çocukları koca koca insanlar bile hoyrat bakan iki mutsuz gözün takibinden kurtulmak istercesine bir köşenin iki yanağı arasında gidip gelmedeler.
Her geçen gün biraz daha sıkıntı pompalanıyor güzel ülkemin bahtsız alanlarına…
***
Ve cemaatler aydınlığın önünde duran perde gibi… Çoğaldıkça sayıları bilimsel aklın kaçışı hızlanıyor. Allah adına yapılanlara bakıyorsunuz ruhunuz paslanıyor.
Nasıl ediyorlar, nasıl yapıyorlar anlayamıyorsunuz! Hepsi birbirinden farklı!..
Yürüyüşleri, giyinişleri ve süslenişleri bile farklı…
Aynı dinin mensupları bu denli nasıl farklı olabilir? Buna gönüller nasıl rıza gösterebilir? Alıp vermeler, çalıp çırpmalar hızlandıkça hızlanıyor.
Öyleyse bir kaynağı ve gizli de olsa bir dayanağı olmalı bunun. Öyle değil mi?
Yoksul ve kimsesizlerin çaresizliği sonucu can çekişirken çıkardıkları sesler yürekleri yakıyor. Adeta ruhları sarıp sarmalayan amansız bir hastalığa dönüşmüş gibi…
***
Devlet olan biteni uzaktan bile izlemek istemez gibi bir görüntü sergiliyor.
Neden cemaatler bu denli çoğalıyor? Ve neden her geçen gün etki alanlarını genişletiyorlar?
Hepsinden önemlisi devlet neden cemaatlerin çalışma alanlarına karışmak istemiyor?
Bunu; “Toplumun dine olan tutkusunda büyük bir artış var!” türünden bir yaklaşımla açıklayamazsınız. Yahut “İnsanların dini ihtiyaçlarında artış var!” derseniz kim inanır size?
***
Bunlardan daha önemlisi cemaatlerin olumsuz tutum ve davranışları karşısında toplumumuz tepkisiz kalmasıdır.
Evet, ne yazık ki akıl ve mantık terazisini bir kenara iten cemaatlerin etki alanları genişliyor. Akıl almaz uydurmaların sahipleri rağbet görüyor.
Kendi durumunu gittikçe zora sokan iktidarın cemaatlere karşı takındığı tutum ve aldığı tavır umutları kıracak denli rahatsızlık vericidir.
***
Allah’ın gerçek kitabı dururken cemaat mensuplarının kitaplarında arayışa geçenler; yahut Allah’ın kitabının hükümlerini kendi çıkarları doğrultusunda yorumlamak isteyenler dine ve topluma zarar verirler.
Bir de Kur’an-ı Kerim’i sürekli olarak Arapça tekrar edip duranlar…
***
Cemaatler çoğaldıkça devletin yükü azalmıyor; tam tersine artıyor.
Ama gizli ve geleceğe aktarılan sorunlar soru havuzuna itilerek, biriktirilerek artıyor…
Gelecekte elimizi ayağımızı bağlayacak, bizi tutsak edecek günler gelip yakamıza yapıştığında, önümüzde seçimini yapacağımız fazla yol kalmayacaktır.
Ne yapılacaksa şimdi…
Ama daha sonra değil!
 
Hüseyin  Yeğin
 
sislioda.com

Etiketler:
Cemaatler Çok yazık ediliyor çocuklarımıza etki alanları artıyor Mantık terazisini bir kenara iten cemaatlerin
Paylaş Tweetle Paylaş Paylaş Paylaş

Yazarın Diğer Yazıları

Çizgi’m Asgari Ücret fiyaskosu, Emekli Yılının belleğimde yerleşen korkusu, Aile Yılı bunalımıyla...
Çizgi’m
Bilmek İstiyorum Yaşım onbeş, Herkesle kardeş kardeş, Özgürce yaşamak istiyorum. Düşüncelerim ben...
Bilmek İstiyorum
Mevlana’dan Deyişler Ey altın sırmalı giysiler giymeye, altın kemerler takınmaya alışmış adam, Nihayet sana...
Mevlana’dan Deyişler
KIBRIS Gazisi E.P.Kd.Alb.Niyazi KÜLAHLI’ya-1 “”””””” Kıbrıs gazisi, can arkadaşım, dostum ve bir kardeş gibi sevdiğim güzel insan E. P. Kd. Al...
KIBRIS Gazisi E.P.Kd.Alb.Niyazi KÜLAHLI’ya-1  “””””””

Yorum Yazın

Cevabı iptal etmek için tıklayın.

Kullanıma İzin Verilen HTML Kodları : <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>

Renkli Deneme

Çizgi’m Bilmek İstiyorum Unutulmayan İyilik… BİR SAATLİK ÖMÜR Mevlana’dan Deyişler
  1. Çizgi’m Çizgi’m
  2. Bilmek İstiyorum Bilmek İstiyorum
  3. Unutulmayan İyilik… Unutulmayan İyilik…
  4. BİR SAATLİK ÖMÜR BİR SAATLİK ÖMÜR
  5. Mevlana’dan Deyişler Mevlana’dan Deyişler

En Son Haberler

Çizgi’mAsgari Ücret fiyaskosu, Emekli Yılının belleğimde yerleşen korkusu, Aile Yılı......
Çizgi’m
Bilmek İstiyorumYaşım onbeş, Herkesle kardeş kardeş, Özgürce yaşamak istiyorum. Düşüncelerim beni......
Bilmek İstiyorum
Unutulmayan İyilik…Yıl 1978. Zor, çok zor ama çok zor bir yıldı......
Unutulmayan İyilik…
BİR SAATLİK ÖMÜRO sabah da diğer günler gibi sıradan bir gündü. Ev......
BİR SAATLİK ÖMÜR
Mevlana’dan DeyişlerEy altın sırmalı giysiler giymeye, altın kemerler takınmaya alışmış adam,......
Mevlana’dan Deyişler
  • Seri İlanlar
  • Firma Rehberi
  • Güncel
  • Manşetler
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Spor
  • Politika
  • Yaşam
  • Şiir
Sitemizde yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.. Görüş ve önerileriniz için info@sislioda.com adresine e-posta gönderebilirsiniz.
Copyright © 2016 - Sislioda Her Hakkı Saklıdır.

Tasarım ve Programlama: Ajans5.Net