Geleceğimizle ilgili değerlendirmeler, varsayımlar ve tartışmalar aldı başını gidiyor. Koronavirüs sonrası insanlığın durumu ne olacak soruları ve bunlara verilen yanıtlar tespih tanelerinin ipe dizilişi gibi birbirini izliyor. Amanın neler var neler!..
Öyle anlaşılıyor ki Koronavirüs’ün insanlar üzerinde yıpratıcı etkisi kısa zaman aralığında bitmeyecek. İnsanlık sanıldığı gibi bir iki yıl geçmekle rahata kavuşamayacak. Aslına bakarsanız kısa zamanda yaşamın doğal dengesine döneceği inancında olanların sayısı bir hayli az!..
Değişecek dünyadan, dünyanın değişmesinden söz ediyorlar.
Dengenin kısa zamanda kurulamaması hâlinde insanlığın benzeri görülmemiş bir savaşın içine yuvarlanacağını ve bir daha belini doğrultamayacağını söyleyenler de var. “3. Dünya Savaşı çok ötelerde değil,” diyenlerin çizdiği çerçevenin her yanı korku dolu!
Gerçi insan ya da insan grupları tarihin her devrinde dalaşmak için fırsat kollamıştır. Bu fırsatı kaçırmak istemeyen öngörüsüzler yine olabilecektir.
“Artık hiçbir şey eskisi gibi olamayacak!” demek kime ne yarar getirir ki? Varsın eskisi gibi olmasın, her şeye rağmen insanlık yine yoluna devam edecektir.
***
Geleceği yapılandırmak isteyenler acaba 65 yaş ve üzerindekiler ile bunlar için çıkarılan genelgede anılanların 45 günden bu yana evlerine tıkılmış olarak bekletilmesiyle hiç ilgilenmiyorlar mı? Bu durum adil midir?
Açıkça belirtmeliyiz ki değil!
Yasakla ilgili genelgedeki anlatıma bakar mısınız?
“…İkametlerinden dışarı çıkmaları, açık alanlarda, parklarda dolaşmaları ve toplu ulaşım araçları ile seyahat etmeleri sınırlandırılarak sokağa çıkmaları yasaklandı…”
Bu yaşta bulunan insanları hiçbir şey olmasa dahi güneşten ve temiz havadan yoksun bırakmayı aklınız ve vicdanınız alıyor mu? Hastalığa karşı onları koruduğunu iddia edenler onların bu süre içinde neler çektiğini ve konuşmaya nasıl hasret kaldıklarını biliyorlar mı? Geleceği planlama sevdasında olanlar bugün yaptıkları hatalarla geleceklerini kararttıklarını bilmelidirler. Yaşlılarla ilgili alınan karar bunun bir örneğidir.
► ”Yasağın ilanının başladığı günlerde yasağa uymayan yaşlıları televizyonlarda adeta sergilercesine haber yapanlar.
► Koronavirüs salgınının/hastalığının yaşlılar yüzünden toplumda çok daha hızla yayılacağını öne sürüp dolaylı olarak diğer insanların gözünde yaşlıların hor görülmesine sebep olanlar.
► 45 gün geçmesine rağmen; “Bu insanlarımız ne yapıyor? Sorunları var mı?” diye dönüp bakmayanlar.
Gelecekler ilgili kaygılarınız olsa ne olur olmasa ne olur!
Konuyu Atatürk’ün emeklilerle ilgili sözleriyle bağlamak isteriz. O büyük insan emeklilerle ilgili demiş ki:
“Bir milletin yaşlı vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu; o milletin yaşama kudretinin en önemli kıstasıdır. Geçmişte çok güçlüyken, tüm gücüyle çalışmış olanlara karşı minnet hissi duymayan bir milletin, geleceğe güvenle bakmaya hakkı yoktur.”
Gelecekle ilgili kaygılar içinde boğuşanlar gerçeklere gözlerinizi yumarak mutlu ve müreffeh yaşayabilir misiniz?
***
Ülkemizin şu anda içine boğazına dek gömüldüğü sorunlardan/hastalıklardan biri de alabildiğine artış gösteren yaranma ve yandaşlıktır. Yandaşlar ama salyalı yandaşlar der ki:
“Koronavirüs sonrası Türkiye, dünyanın en hızlı kalkınan, gelişen ve mutluluğu kucaklayan ülkesi olacaktır.”
Ötede bir yabancı derecelendirme kuruluşu tam tersini söyler! Avrupa Birliği’nin ekonomik derecelendirme kuruluşu Scope Ratings hazırladığı raporda der ki:
“69 ülkenin 2020 yılında dış kırılganlık ve dayanıklılık sıralamasında; Arjantin, Türkiye ve Gürcistan son üç ülkedir. Köklü bir değişim olmadığı sürece Türkiye iflası beklenen üç ülkeden birisi olacaktır.”
Haydi bizi çekemediklerinden yalan yanlış bilgiler paylaşıyorlar diyelim. Ama sağa sola bakıyorsunuz görünen köy kılavuz istemez ki!..
Allah aşkına söyleyiniz: Uçuş mu? İflas mı?
Aklın ve bilimin gereklerinden uzak düştüğümüzde uçuruma yaklaşma hızımızın artacağını gören ve bizleri uyaran yüce gönüllü insanlarımıza ne oldu böyle?
Hüseyin Yeğin
Anasayfa
