Trump denilen bahtsız twitter hesabından:
“Kürtlere saldırırlarsa Türkiye’yi ekonomik olarak mahvedeceğiz” dedi.
Türkiye ve dünya duydu ve okudu bu arsızca tehditleri.
Elbette sallamaktadır.
İçinde birazcık gerçeklik payı olsa da sallamaktadır.
Salla salla bitmez ki Trump’un salladıkları…
***
Tehdidin görünen yüzü böyle!
Zamanın akışı içinde tehdidin bir de görünmeyen yüzünün olabileceği izlenimleri ortaya çıktı.
Siyasilerimizin Trump’un twitter hesabından yaptığı tehdide verdiği karşılık hayret edecek ölçüde yumuşak ve hiç kimsenin beklemediği şekilde ayarlıydı.
Bu tutum: “Acaba tehdidin bir de görünmeyen yüzü mü var?” sorusunu akla getirdi
Halkımız en azından meydanlarda ya da kürsülerde “Ey Amerika!” diye başlayan söylevler bekliyordu. Gerçi bir iki ses yükseldi, ama o da iktidardan değil!.. Muhalefetin tepkisiydi…
İktidarın “Sayın Trump,” diye başlayan sözleri düş kırıklığı yarattı.
“Stratejik ortaklar Twitter üzerinden konuşmaz.” dediler.
“İç politikanın bir yansıma,” türünden sözlerle işi geçiştirdiler…
***
Tehdidini tüm dünyaya duyuran ve istediği etkiyi yaratan Trump daha sonra:
“Cumhurbaşkanı Erdoğan ile konuştum. ABD ile Türkiye arasındaki ekonomik gelişme hakkında konuştuk, büyük ölçüde genişleme potansiyeli var,” derken kim kiminle alay ediyor anlaşılmıyordu.
Yoksa işin içinde bilmediğimiz oyunlar, göremediğimiz bir arka yüz mü var? Ne olursa olsun, yaşanan ve ortalıklarda dönüp duran acı gerçek derin izler bırakmıştı.
Tüm dünya “Kürtlere saldıran Türkiye’yi ABD’nin ekonomik olarak mahvedeceği,” haberinin etkisini yaşamıştı. Zaten istenen de buydu!..
İşin içinde tuhaf bir çelişki olsa da!..
***
Bunun üzerine, hayasız bir sallamadan öteye geçmeyen, ancak ne yazık ki twitter üzerinden dünyada derin izler bırakan bu tehdidi değişik bir bakışla analiz ettik.
Elbet özgün bir varsayıma dayanan analiz bizimkisi…
Ne olacak işte! Rastgele sallamaya rastgele analiz!..
***
Analiz yaparken önce tehdit içeren cümlenin aslını ele aldık. Şöyle:
“Will devastate Turkey economically if they hit Kurds.”
Bu cümlede “mahvetmek” anlamını taşıyan “devastate” sözcüğü üzerinde durduk.
Biraz da eğlence olsun diye “devastate” sözcüğünü “deva-state” şeklinde ikiye ayırdık.
Birincisi “deva” bildiğiniz gibi Türkçe “ilaç” ve “çare” anlamlarını taşımaktadır.
İkincisi “state” İngilizce olup Türkçe “devlet” anlamına gelmektedir.
Türkçe kısaltmasında ABD diye andığımız devletin İngilizce adı “United States of America” (USA) şeklindedir. Dikkat ederseniz burada da “state” sözcüğünün çoğulu “states” kullanılmıştır.
***
Vardığımız sonuç şudur:
Trump “devastate” sözcüğünü “mahvetmek” anlamında kullanır görünürken aslında Türkiye’yi tehdit etmemektedir. Trump bu açıklamayla aslında şunu demektedir:
“Türkiye, Suriye’ye saldırmaktan sakın çekinmesin. Bu saldırı sonucu yaşayacağı ekonomik sıkıntıların ve göreceği zararların tümünü, hatta fazlasını ABD karşılayacaktır.”
İşte Trump’un söylemek istediği budur!.. Tekrar edelim:
“ABD gibi güçlü bir devlet, Türkiye’nin ekonomik dertlerine deva olacaktır.”
***
Unutmayalım “Bilgi ve İletişim Çağı” her yanımızı kuşatmış durumda.
Birbirini izleyen devrim patlamaları yaşıyoruz.
Bilgisayar ve internetin desteğinde yaşadığımız devrim patlamaları karşısında uyanık ve önsezili olmak zorundayız.
Elbet bilgileri de doğru okuyup, ayrıştırıp birleştirirken hata yapmamak ilkemiz olmalı.
Türkiye ekonomisinin dertlerine deva olacağı paylaşımını bir tehdit gibi algılarsak Trump’a karşı ayıp etmez miyiz?
Hüseyin Yeğin
sislioda.com
Anasayfa
