• Çizgi’m
  • Bilmek İstiyorum
  • Unutulmayan İyilik…
  • BİR SAATLİK ÖMÜR
  • Mevlana’dan Deyişler
  • KIBRIS Gazisi E.P.Kd.Alb.Niyazi KÜLAHLI’ya-1 “””””””
  • NASİBE!..
  • Daha da Sarıl Bana, Bırakma Beni…
  • ULUSLARARASI BAŞARI GÖRMEZLİKTEN GELİNEMEZ!..
  • Cumhuriyete Saldırılar Bitmedi, Bitmeyecek…
  • Bir Zamanlar Kahramandı!.. Meğer…
  • Bir Kumruyla Söyleşi
  • Çok Şükür Değiştim dedi ve Lefkoşa Büyükelçisi Oldu
  • İlah Olmadı Put da Olmadı Allah’ın Kuluydu…
  • Çocuk acılar içinde.
  • Üye Ol
  • Üye Girişi
    • Anasayfam Yap
      • Sitene Ekle
      • Amacımız
      • Künye
      • İletişim
Sislioda
    •  
    • Anasayfa
  • Güncel
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Spor
    • Canlı Sonuçlar
    • İstatistikler & Puan Durumu & Fikstür
  • Politika
  • Şiir
  • Sağlık
  • Teknoloji
  • Yazarlarımız
  • Seri İlanlar
    • İlan Ekle
  • Firma Rehberi
    • Firma Ekle
19.06.2025 23:18:40
  • Kültür Sanat
  • Magazin
  • Gazeteler
  • Video Galeri
  • Foto Galeri
sislioda.com Bizi Facebook'dan takip edin
sislioda.com Bizi Twitter'dan takip edin
Anasayfa » Eğitim
Hüseyin Yeğin

Sırrı Acar Gururumuzdu…‎

Eklenme Tarihi: 3 Kasım 2017 Cuma
Eklenme Saati: 21:51
Okunma Sayısı: 687
Tweetle
Hüseyin Yeğin huyegin@gmail.com
Yazdır
Yazıyı Büyüt Yazıyı Küçült
Sırrı Acar Gururumuzdu…‎


Milli güreşçimiz Sırrı Acar’la bundan yaklaşık 50 yıl önce tanışmıştık. Ama yüz yüze değil!.. O ‎şampiyonluklar kazandıkça gönlümüzde onun için ayrı bir yer ayırmış ve oraya başkasını hiç ‎sokmamıştık. Sevincimiz, onurumuz ve gururumuz olmuştu. ‎
Geçenlerde onunla birlikte FB’de güreşe başlayan Sayın Fethi Satıcı’nın Facebook sayfasında resmini ‎gördüm. İkisi de hâlen Türkiye Güreş Federasyonunda Onur Kurulu üyesi… Yakışır ikisine de… ‎Onurlandıranlara onur verici bir unvan… ‎
Sırrı Acar’ın resmine bakıp bakıp bir küheylanın sırtında uçarcasına yol alırken gözlerimi zamanın ‎derinliklerine daldırdım. Elli yıl öncesine… Daha doğrusu o resim beni alıp yıllar öncesine götürmüştü. ‎Sevinç ve burukluklarla dolu geçmişin derinliklerinde bir dizi olayları adeta bir daha yaşadım… ‎
‎*** ‎
Elli yıl önce ülke olarak iç ve dış politikada sorunlar yaşıyorduk. Ancak sorunlar bugünküler gibi ‎çözümsüzlüğe itilmiyordu! ‎
Sorunların başında “Kıbrıs Sorunu” vardı!.. Uyarılarımıza rağmen Kıbrıslı Türklere karşı zulüm, ‎haksızlık ve saldırılar bir türlü bitmiyordu. Saldırıların durmaması üzerine Milli Güvenlik Kurulundan, ‎‎”Kıbrıslı Türklerin haklarını ve güvenliğini sağlamak amacıyla Kıbrıs’a askeri harekât yapma kararı ‎çıktı.” ‎
Kıbrıs’a müdahale kararımızı öğrenen ABD bize karşı çok sert bir tutum takınmıştı. (Farklı da olsa bugün ‎Musul ve Kerkük’te yaşanan olayları andırıyordu.) ‎
Şimdiki gibi ukala ve kendini beğenmiş ABD neredeyse bir kolonisine mektup yazar gibi o zamanın ‎Başbakanı İsmet İnönü’ye 05 Haziran 1964 tarihinde Johnson Mektubu diye anılan bir mektup ‎göndermişti. Mektupta: ‎
‎”Kıbrıs’a bir harekât yapacak olursak ABD’nin verdiği hiçbir askerî silahı kullanmamıza izin ‎vermeyeceklerini, ayrıca yaptıkları yardımları da keseceklerini,” belirtiyorlardı. Bu mektup ve cevabı ‎halktan gizlenmiş, ancak 1966 yılında gazeteci Cüneyt Arcayürek tarafından ortaya çıkarılmıştı. ‎
‎*** ‎
Öfkeliydik… ‎
Onurumuzu zedeleyen bu mektup ulusal değerlerimize doğrudan bir saldırı niteliğindeydi. ‎
Ne yazık ki çaresizdik!.. Sustuk!.. ‎
Bu mektup yüzünden Kıbrıs harekâtından geri çekilmek zorunda kalışımız özellikle gençlerimizi çok ‎üzmüştü.
‎
ABD’nin umursamaz bir şekilde ulusal değerlerimize yaptığı saldırıların yarattığı burukluk nedeniyle o ‎sıralar uluslararası alanda göstereceğimiz başarılara şiddetle ihtiyacımız vardı. Ne yazık ki hiçbir alanda ‎böyle bir başarımız yoktu. Bu durumun yarattığı eziklik moral değerlerimizi etkiliyordu. Ekonomi, teknoloji, ‎bilim, sanat ve ne sayarsanız sayın hiçbirinde övünülecek bir başarımız yoktu. Spor derseniz, onda da ‎güreş dışında başarılı olduğumuz bir dal yoktu. Ne acıdır ki daha önceki yıllarda üstün başarılar ‎göstererek olimpiyat ve dünya şampiyonluklarını kazanan güreşçilerimizin pek azı minderdeydi. Nitekim ‎birkaçı dışında artık güreşte de başarılı olamaz hâle gelmiştik. ‎
‎*** ‎
İşte milli güreşçimiz Sırrı Acar’ın uluslararası alanda ses getiren başarılarının başlangıcı o zamanlara ‎denk gelmişti. Kazandığı şampiyonluklarla gururumuz olmuştu. O bizim gürleyen sesimiz olmuştu. ‎
Gittiği şampiyonluklardan boş dönmüyordu. Ama talihsizlikler de peşini bırakmıyordu. 1965 yılındaki ‎Tampere Dünya Güreş Şampiyonasında hiç yenilmediği hâlde 3. olması hepimizi üzmüştü. ‎
O zamanın puanlama yönteminin kurbanı olmuştu. Kim bilir belki de bazı incelikleri önceden düşünüp ona ‎göre önlem almamasının da bunda etkisi olabilirdi. Tabii ki bu konuda onu yönlendirmesi gereken ‎antrenörü ve diğer deneyimli güreşçi arkadaşları olmalıydı. Yaşanan bu talihsizlikteki incelik ya onların da ‎gözünden kaçmış yahut aslında yapacak hiçbir şey yoktu… ‎
‎*** ‎
Sırrı Acar, güreşçilerde ender görülen bir hıza sahipti. “Bu yönü ile eski yağlı güreşçilerden Yörük Ali ‎ile Arnavutoğlu’nu andırıyordu,” demek hata, yahut abartı olmasa gerek!.. ‎
Yapmaya karar verdiği oyun için önce hareketleriyle rakibi hazırlardı. Tabii ki karşısındakine ‎hissettirmeden. Kısacası ne zaman, hangi oyunu yapmak istediğini ne seyirci anlardı ne de rakibi!.. Kısa ‎bir an da olsa rakibinin küçük bir açığını görmesi yeterliydi. Karar verip harekete geçmesiyle oyunu ‎tamamlaması hemen aynı anda olurdu. “Göz açıp kapayıncaya kadar,” derler ya işte öyle! Rakibi ne ‎olduğunu anlamadan kendisini yerde bulurdu. Bazen yüzüstü, bazen sırtüstü… ‎
Ayakta iken göğüs çaprazına girerek rakibinin dengesini bozması ona elverişli fırsatı hazırlardı. Rakibinin ‎dengesinin bir an bozuluyor olması ona yetiyordu. ‎
Attığı supleksler unutulmaz güzellikteydi. Aynı zamanda zarifti de... Bu oyunları izleyenler mest olur, ‎izlemekten büyük bir hoşluk duyardı. Sırf onun bu oyununu izlemek için nice fedakârlıklara katlananların ‎sayısı az değildi. ‎
‎*** ‎
‎1967 ve 1968 yıllarında minderde fırtına gibi esti. Onunla kimse eşleşmek istemez, eşleşenler de ‎şanssızlıklarına kahrederdi. Üst üste kazandığı Avrupa Şampiyonlukları yanında Dünya Şampiyonluğu da ‎vardı. Formunun doruk noktasına geldiğinde geçirdiği bir sakatlık ister istemez güreşlerini etkilemişti. ‎
Aradan yıllar geçti, ama onun gurur duyduğumuz başarıları unutulmadı. ‎
Kendisine yaşam boyu huzur, mutluluk ve esenlik dileklerimi saygıyla sunarım… ‎

Hüseyin Yeğin ‎

sislioda.com ‎

Etiketler:
Dünya Şampiyonu Kıbrıs Sırrı Acar supleks
Paylaş Tweetle Paylaş Paylaş Paylaş

Yazarın Diğer Yazıları

Çizgi’m Asgari Ücret fiyaskosu, Emekli Yılının belleğimde yerleşen korkusu, Aile Yılı bunalımıyla...
Çizgi’m
Bilmek İstiyorum Yaşım onbeş, Herkesle kardeş kardeş, Özgürce yaşamak istiyorum. Düşüncelerim ben...
Bilmek İstiyorum
Mevlana’dan Deyişler Ey altın sırmalı giysiler giymeye, altın kemerler takınmaya alışmış adam, Nihayet sana...
Mevlana’dan Deyişler
KIBRIS Gazisi E.P.Kd.Alb.Niyazi KÜLAHLI’ya-1 “”””””” Kıbrıs gazisi, can arkadaşım, dostum ve bir kardeş gibi sevdiğim güzel insan E. P. Kd. Al...
KIBRIS Gazisi E.P.Kd.Alb.Niyazi KÜLAHLI’ya-1  “””””””

Yorum Yazın

Cevabı iptal etmek için tıklayın.

Kullanıma İzin Verilen HTML Kodları : <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>

Renkli Deneme

Çizgi’m Bilmek İstiyorum Unutulmayan İyilik… BİR SAATLİK ÖMÜR Mevlana’dan Deyişler
  1. Çizgi’m Çizgi’m
  2. Bilmek İstiyorum Bilmek İstiyorum
  3. Unutulmayan İyilik… Unutulmayan İyilik…
  4. BİR SAATLİK ÖMÜR BİR SAATLİK ÖMÜR
  5. Mevlana’dan Deyişler Mevlana’dan Deyişler

En Son Haberler

Çizgi’mAsgari Ücret fiyaskosu, Emekli Yılının belleğimde yerleşen korkusu, Aile Yılı......
Çizgi’m
Bilmek İstiyorumYaşım onbeş, Herkesle kardeş kardeş, Özgürce yaşamak istiyorum. Düşüncelerim beni......
Bilmek İstiyorum
Unutulmayan İyilik…Yıl 1978. Zor, çok zor ama çok zor bir yıldı......
Unutulmayan İyilik…
BİR SAATLİK ÖMÜRO sabah da diğer günler gibi sıradan bir gündü. Ev......
BİR SAATLİK ÖMÜR
Mevlana’dan DeyişlerEy altın sırmalı giysiler giymeye, altın kemerler takınmaya alışmış adam,......
Mevlana’dan Deyişler
  • Seri İlanlar
  • Firma Rehberi
  • Güncel
  • Manşetler
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Spor
  • Politika
  • Yaşam
  • Şiir
Sitemizde yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.. Görüş ve önerileriniz için info@sislioda.com adresine e-posta gönderebilirsiniz.
Copyright © 2016 - Sislioda Her Hakkı Saklıdır.

Tasarım ve Programlama: Ajans5.Net