• Çizgi’m
  • Bilmek İstiyorum
  • Unutulmayan İyilik…
  • BİR SAATLİK ÖMÜR
  • Mevlana’dan Deyişler
  • KIBRIS Gazisi E.P.Kd.Alb.Niyazi KÜLAHLI’ya-1 “””””””
  • NASİBE!..
  • Daha da Sarıl Bana, Bırakma Beni…
  • ULUSLARARASI BAŞARI GÖRMEZLİKTEN GELİNEMEZ!..
  • Cumhuriyete Saldırılar Bitmedi, Bitmeyecek…
  • Bir Zamanlar Kahramandı!.. Meğer…
  • Bir Kumruyla Söyleşi
  • Çok Şükür Değiştim dedi ve Lefkoşa Büyükelçisi Oldu
  • İlah Olmadı Put da Olmadı Allah’ın Kuluydu…
  • Çocuk acılar içinde.
  • Üye Ol
  • Üye Girişi
    • Anasayfam Yap
      • Sitene Ekle
      • Amacımız
      • Künye
      • İletişim
Sislioda
    •  
    • Anasayfa
  • Güncel
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Spor
    • Canlı Sonuçlar
    • İstatistikler & Puan Durumu & Fikstür
  • Politika
  • Şiir
  • Sağlık
  • Teknoloji
  • Yazarlarımız
  • Seri İlanlar
    • İlan Ekle
  • Firma Rehberi
    • Firma Ekle
19.06.2025 20:54:15
  • Kültür Sanat
  • Magazin
  • Gazeteler
  • Video Galeri
  • Foto Galeri
sislioda.com Bizi Facebook'dan takip edin
sislioda.com Bizi Twitter'dan takip edin
Anasayfa » Dünya
Saime Bilhan

Sevginin Gücü! ‎

Eklenme Tarihi: 21 Ekim 2019 Pazartesi
Eklenme Saati: 23:35
Okunma Sayısı: 606
Tweetle
Saime Bilhan saime.bilhan55@gmail.com
Yazdır
Yazıyı Büyüt Yazıyı Küçült
Sevginin Gücü! ‎


Geçenlerde çok sevdiğim yakınlarımdan Zeynep Mahmut ziyaretimize geldi. Yanında eşi Mehmet Mahmut ile tanımadığım uzun boylu, kara kaşlı, kara gözlü, yakışıklı bir genç vardı. Mehmet Bey genç adamın elini tutmuş bırakmıyordu. Biraz dikkat edince genç adamda bir gariplik olduğunu hisseder gibi oldum. Zeynep:
“Oğlumuz Ömer,” diye tanıştırdığında çok sevindim.

Ömer, 1.80 Boyunda Kara Kaşlı, Kara Gözlü, Yakışıklı Bir Genç.

Ne var ki Ömer epey büyümüş ve koca adam olmuş olmasına rağmen hâlâ bebekliğini yaşıyordu!.. Belki bir yaşında belki daha da küçük gibi duruyor… Ne konuşabiliyor, ne de birkaç hareket dışında doğru dürüst hareket edebiliyor!.. Aç ve susuzluk çektiğini dışa yansıtamıyor. Kendi iradesiyle yaptığı birkaç hareket var ama öyle çok değil.

Ömer, 34 Yaşına Gelmesine Rağmen Hâlâ Bebekliğinde Kalmış..


Tüm bunlara rağmen Ömer 34 yaşına gelmiş! Boy atmış, serpilmiş, fidan gibi boyuyla değme yiğitlere taş çıkarır bir görüntüsü var Ömer’in.
Nasıl olmuş bu ve nasıl başarılabilmiş? Bu yaşam nasıl bir beceriyle ve nasıl bir direnişle bu noktaya kadar gelebilmiş?
Sorunun cevabını biraz sohbetten ve daha sonra Ömer’e yemek yediren anne ve babanın tavır ve tutumlarından açıkça anlıyorum.
Ömer bu yaşa aslan gibi, yakışıklı, genç bir yiğit görüntüsüyle gelmişse sevgiyle gelmiş. Anne ve babasının sevgisiyle…
***
Değerli okuyucularım karşımdaki tabloya bakıp “sevgi”nin tanımını, hissettiğim, gördüğüm ve yaşadığım gibi yapmak istiyorum.
Sevgi; güç demek, yaşamak, mutlu olmak, hayattan zevk almak demek! Sevgi, büyümek serpilmek demek! Sevgi, yaşadığını hissetmek demektir.
Sevgi öyle bir duygu ki, onun yerine koyulabilecek başka bir duygu yoktur! Dili, sesi olmayan ama tüm varlığımızı sarıp sarmalayan bir duygudur sevgi.
Genel anlamda insanlara karşı olan duygularımızın bedenimiz ve ruhumuz üzerinde olumlu ya da olumsuz etki bıraktığını da belirtmeliyim.
***
Peki, sevgisizlik ne demek? Sevgiyi bilmeden, sevmeden, sevilmeden yaşamak, yaşamak mıdır? Yahut örneği var mıdır bunun?
Sevgisizlik; tüm güzel duygulardan habersiz, bomboş, hedefsiz, gayesiz yaşamak olsa gerek. Bitki gibi… Ama bildiğimiz kadarınca bitkiler dahi sevginin gücünü hissedebiliyorlar. Ve hepsinin dizilerce gayesi var…
Sevgisiz bir insan düşünemiyorum. Düşünsenize sevginin olmadığı bir yerde hayat nasıl olabilir ki? Hiç kimseyi ve hiçbir şeyi sevmemek nasıl bir duygu acaba? Mümkün mü böyle bir şey?
Bundan olacak, ruh ve toplum bilimleriyle uğraşan bilim insanları der ki: “Sevgisiz beden de ruh da hastalıklıdır. Bunların kendilerine ve çevresindekilere hayrı olmaz.”
***
Eğer mutluysanız, kendinizi huzurlu hissediyorsanız, gelecekle ilgili planlarınız varsa, yaşadığınız her anı hissedebiliyorsanız, günleriniz mutlu ve hızlı geçiyorsa bilin ki seviliyor ve seviyorsunuzdur. Güzel bildiğimiz her şey, yapıcı ve olumlu dediğimiz ne varsa hepsi sevginin yansımasıdır.
Ve başlı başına bir güçtür. Hem de öyle bir güç ki yenilmezleri yenen, olmazları olduran, mümkün görülmeyeni mümkün kılan bir güç. Sevgi pınarından akıp gelen arı duru sular nice gönülleri temizler, nice pislikleri alıp önüne katıp götürürler.
***
Sevgi bir güçtür. Hem öyle bir güç ki yenilmezleri yenen, olmazları olduran, mümkün görülmeyeni mümkün kılan bir güç. İşte Zeynep, Mehmet ve Ömer üçlüsü bunun en belirgin kanıtı…
Varlığını sevgi sayesinde devam ettirebilen ve büyük bir sevginin ürünü olan Ömer’in hikâyesini özetle sizlere sunmak istiyorum.
***
Ömer, bir seksen boyunda yakışıklı bir genç. Ama otuz dört yaşına gelmesine rağmen, hâlâ bebekliğinde kalmış! Anne ve babasının sevgisi sayesinde boy atmış, serpilmiş, büyümüş ve kara kaşlı, kara gözlü aslan gibi bir yiğit olmuş.
Anne ve babasının sevgisi onu büyütüp geliştirerek bugünlere getirmiş.
Doktorların maksimum on yaşına kadar anca yaşayabilir dedikleri Ömer, sevginin gücü sayesinde otuz dört yaşına gelmiş! Doktorların yürüyemez dedikleri Ömer, bildik tanıdık ortamlarda yardımsız yürüyebiliyor. Sevginin gücü sayesinde.

Bu Elin Sıcaklığını Duyabilmek İçin Anne mi Olmak Gerek?


Ömer, mutlu bir çocuk.  O gülünce gözleriyle gülüyor!
Annesi onu “Allah’ımın hediyesi, cennetim” diye seviyor.
Babası ona her dokunduğunda, tutup kaldırdığında, yürütürken, oturturken kısaca yanında olduğu tüm zamanlarda ona bıkmadan usanmadan söylediği şu cümleler öyle güzel öyle manidar ki.
“Yakışıklı oğlum! Aslan oğlum! Namuslu şerefli oğlum!”
Bu sevgi dolu cümleler, anne ve babası tarafından gün boyunca, Ömer’e o kadar çok söyleniyor ki,  anlıyor sanki bu cümlelerin anlamlarını. Gözleriyle gülerken Ömer, mutluluk dağıtıyor anne ve babasına ve tüm çevresine. Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte bu sevgi sözcüklerine açıyor gözlerini.
***
Ömer’in sabah kahvaltısı için annesi sofra bezini yere seriyor. Uzatıyor aslan Ömer’i boylu boyunca. Kucağına alırken başını:
“Rabbimin hediyesi! Yemeğini mi yiyecekmiş? Canımın içi cennetim benim” diye başlayan birbirinden güzel sözcüklerle yemeğini yedirmeye başlıyor Ömer’e.
Ömer çiğneyemiyor, kendi yiyemiyor. Direnmeden yutabilmesi için bu kez babası:
“Aslan oğlum! Yakışıklı oğlum! Namuslu şerefli oğlum!” diye başlayan sevgi sözcüklerinin yanı sıra oyunlarla oyalamaya çalışıyor Ömer’i.
Tam otuz dört yıldır, günde üç defa tekrarlanıyor bu durum.
***
Sevinince ellerini çırpıyor Ömer. Anne ve babasını görünce de gözleriyle gülüyor!
Ben, gözleriyle böylesine mutlu ve güzel gülebilen başka birini görmedim hayatımda. Sadece onda gördüm böylesine bir gülümsemeyi. Babasının yakışıklı aslan oğlu! Annesinin Cenneti Ömer’de!

Annesinin “Cennetim” Dediği Ömer Elinde Plastik Şişesiyle Mutlu.


 Konuşamıyor ama müzik kulağı çok iyi Ömer’in. Çok seviyor müzik dinlemeyi. Hele Barış Manço’ya bayılıyor. Onu dinlerken ellerini çırpıyor sürekli.
Anne ve babası, her yemek yedirdiklerinde ya bir müzik kanalını açıyorlar ya da sevdiği bir müzik parçasını. Müzik dinlerken ağzına verilen yemekleri daha rahat yutabiliyor. Böylece aç kalmasını önlüyorlar.
Ömer ne acıktığını belli edebiliyor ne de susadığını. Sadece çok mutlu olduğunu hissettiriyor çevresindekilere.
***
Mutlu olmayı bilemeyenler, gelip Ömer’in mutluluğunu görerek öğrensinler mutluluğu.
Varlığa, sağlığa nasıl şükredilir? Gelip Ömer’in annesinden babasından öğrensinler! Görsünler ki şükretmek nasıl olurmuş?
Ne bir bıkkınlık ne de şikâyet var bu ailede. Bu kadar mı mütevekkil olunur? Bu kadar mı bir emanet hoş tutulur? Elbette emanetin sahibi bu teslimiyetin karşılığını kat be kat verecektir inşallah.
Küçücük olumsuzlukları, mutsuzluk sebebi görenler, gelip görsünler bu mutluluk üçgenini. Anne, baba ve Ömer arasında ki bu sevgi çemberinin nasıl döndüğüne ve nasıl dönmeye devam ettiğine şahit olsunlar.
Yaradan’ın kendilerine verdiği bu özel yavrularını, O’nun bir hediyesi olarak nasıl kabullenip bağırlarına nasıl bastıklarını ve sevginin gücünü görsünler.
***
Kur’an-ı Kerim’in birçok ayetinin sonunda “Hâlâ akıl etmiyorlar mı? Hâlâ şükretmiyorlar mı?” cümlesinin geçtiğini Kur’an okuyan herkes bilir.
Ömer’in annesinde ve babasında tam bir teslimiyet, benzersiz bir muhabbet, sevgi, şefkat ve merhamet var. İşte bu kelimelerin tam anlamlarıyla yoğrulduğu sevgi yumağının içinde de Ömer duruyor…
Annesinin cenneti, babasının aslan oğlu Ömer bir seksen boyunda ama hâlâ bebekliğini yaşıyor ve ona sunulan sevginin gücü sayesinde Allah’ın verdiği ömrü gülerek yaşamaya devam edecek.
Rabbim, bu sabır ve teslimiyetlerinin karşılığını kendilerine mükâfat olarak bahşetsin.
Benden de selam olsun Ömer’e, annesi Zeynep Mahmut’a, babası Mehmet Mahmut’a…
 

Saime BİLHAN
 
sislioda.com

Etiketler:
maksimum 10 yaşına kadar Mehmet Mahmut Ömer Zeynep Mahmut
Paylaş Tweetle Paylaş Paylaş Paylaş

Yazarın Diğer Yazıları

Unutulmayan İyilik… Yıl 1978. Zor, çok zor ama çok zor bir yıldı o yıl!.. Etim, kemiğim, kanım, canım, ...
Unutulmayan İyilik…
BİR SAATLİK ÖMÜR O sabah da diğer günler gibi sıradan bir gündü. Ev hanımları için hiç değişmeyen sabah ko...
BİR SAATLİK ÖMÜR
NASİBE!.. Sözlerime, merhum Mehmet Akif'in, "Bir gece" şiirindeki şu mısralarla başlamak istedim. İ...
NASİBE!..
Bir Kumruyla Söyleşi Hastalığın amansız pençesinde kıvranan yaşlı kadın pencereden dışarıya bakıyordu. Yakında...
Bir Kumruyla Söyleşi

Yorum Yazın

Cevabı iptal etmek için tıklayın.

Kullanıma İzin Verilen HTML Kodları : <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>

Renkli Deneme

Çizgi’m Bilmek İstiyorum Unutulmayan İyilik… BİR SAATLİK ÖMÜR Mevlana’dan Deyişler
  1. Çizgi’m Çizgi’m
  2. Bilmek İstiyorum Bilmek İstiyorum
  3. Unutulmayan İyilik… Unutulmayan İyilik…
  4. BİR SAATLİK ÖMÜR BİR SAATLİK ÖMÜR
  5. Mevlana’dan Deyişler Mevlana’dan Deyişler

En Son Haberler

Çizgi’mAsgari Ücret fiyaskosu, Emekli Yılının belleğimde yerleşen korkusu, Aile Yılı......
Çizgi’m
Bilmek İstiyorumYaşım onbeş, Herkesle kardeş kardeş, Özgürce yaşamak istiyorum. Düşüncelerim beni......
Bilmek İstiyorum
Unutulmayan İyilik…Yıl 1978. Zor, çok zor ama çok zor bir yıldı......
Unutulmayan İyilik…
BİR SAATLİK ÖMÜRO sabah da diğer günler gibi sıradan bir gündü. Ev......
BİR SAATLİK ÖMÜR
Mevlana’dan DeyişlerEy altın sırmalı giysiler giymeye, altın kemerler takınmaya alışmış adam,......
Mevlana’dan Deyişler
  • Seri İlanlar
  • Firma Rehberi
  • Güncel
  • Manşetler
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Spor
  • Politika
  • Yaşam
  • Şiir
Sitemizde yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.. Görüş ve önerileriniz için info@sislioda.com adresine e-posta gönderebilirsiniz.
Copyright © 2016 - Sislioda Her Hakkı Saklıdır.

Tasarım ve Programlama: Ajans5.Net