Zeytin Dalı Harekâtı sırasında Ütğm. Oğuz Kağan Usta‘nın şehit olması hepimizi derinden üzdü… Sosyal medya şehidimizin yakınlarının resimleri ve anılarıyla dalgalandı durdu.
Şehit Oğuz Kağan Usta’nın 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 94. Yıldönümünde ordu adına yaptığı konuşması da sosyal medyada paylaşıldı. Hızla ve büyük bir beğeniyle dolanıp duran bu konuşma bazı televizyon kanalları ve haber siteleri tarafından da verildi.
***
Ama,
a-HBR,
Şehidimizin konuşmasını haberlerinde verirken büyük bir saygısızlığa imza atmıştır.
Kabul edilecek gibi değil, ama Şehidimizin konuşmasının verilen bölümünün içinde yer alan;
”Atatürk ilke ve devrimleri,
”Cumhuriyetin kazanımları,”
Sözcüklerinin geçtiği cümle tamamen çıkarılarak verilmiştir.
Bu nasıl bir anlayış ve ülkemizin içinde bulunduğu şu durumda bu nasıl bir yaklaşımdır?
***
Haberlerde şehidimizin konuşmasının tamamı verilmeyebilir. Bu gayet doğaldır. Ama bir bölüm verilmişse, o bölümün içinden özellikle “Atatürk ilke ve devrimleri” ve “cumhuriyetin kazanımları” sözcüklerinin yer aldığı cümlenin çıkarılmış olması iyi niyetten uzaklaşmak demektir. Konuşma metninde yer alıp da haberler verilirken aradan çıkarılan cümle şöyle:
”Bu saldırıların tek nedeni bölücü engelcilerin hain emellerini gerçekleştirmeye engel olarak karşılarında Atatürk İlke ve devrimleriyle TSK’yi ve cumhuriyetin kazanımlarını görmeleridir.”
Bu cümleyi çıkaran anlayışı şiddetle kınıyoruz.
Sormak gerekir:
”Nedir gizlemeye çalıştığınız?”
”Gizlediklerinizi kimlerden gizliyorsunuz?”
”Atatürk İlke ve devrimleriyle cumhuriyetin kazanımları” sözcüklerini halkımızdan gizlediğinizde bunlar hiç söylenmemiş mi olacaktır?
”Atatürk İlke ve devrimleriyle cumhuriyetin kazanımları sizi neden rahatsız ediyor?”
***
Konuşma metninin ilk cümlesinde de Atatürk’ün adı geçmektedir ve bu cümle de çıkmıştır.
”Ama konuşmanın tamamı değil de bu cümleden sonraki bölüm verilmiş” düşüncesiyle bundan kimse fazla rahatsız olmaz.
Ne var ki konuşmanın verilen bölümünün arasından yapılan kırpma doğrudan doğruya kötü niyetin yansımasıdır.
***
Olan olur, tekrar etmezse hatalar, düzelir her şey…
Bunca olanlar yanında gelin yine şehidimize ve anılarına derinden saygı duyalım.
İnanırız ki şehit olmak onur olduğu kadar, şehit vermek de onurdur…
İnandığımız İlahi gerçeğin açık bir sonucu olarak şehit olmayı onur bilmişiz. Şehit vermeyi de öyle…
Şehitlerimiz dünya gözü ile bizden ayrılırken Allah’ın şehitlere bahşettiği makamın övgüsünde teselli buluruz. O övgüde sınır tanımayız/bilmeyiz. Şehitlerimizin geride bıraktığı yakınlarına ve anılarına derin saygı duymamız bu inancın bir sonucudur. Hem öyle bir saygıdır ki bu adeta boynumuza asılı tuttuğumuz bir borç gibidir…
Şehitlerimize, anılarına ve yakınlarına duyduğumuz saygı içimize huzur doldurur. Onların en değerli varlıkları olan canlarını bizler için feda etmelerinin karşılığı elbette yoktur. Onlara sunduklarımız toplumsal bir borcun yerine getirilmesindeki teselliden başka bir şey değildir.
***
Ülke olarak en büyük eksiğimiz bir olmak, beraber olmak değil midir?
Bir olmayı, beraber olmayı hep istedik.
Yediden yetmişe, tarihin derinliklerinden bugüne özlemimiz oldu bir olmak, beraber olmak…
Bağımsız olmak için, güçlü olmak için ve kimseye muhtaç olmamak için bir olmayı, beraber olmayı istedik durduk.
Başardık mı?
Evet dediğimiz zaman aralıkları olmuştur, ama şimdilerde aynı sözleri canı gönülden söyleyebilir miyiz?
Söyleyiniz; “Şehitlerimizin anısına saygı göstermeden bir olabilir miyiz?“
***
Düşünen herkese önerimizdir:
”Gelin Atatürk ilke ve devrimleriyle cumhuriyetin kazanımları” gibi sözlerden rahatsızlık bitsin artık.
Gerçekleri; aklın ve bilimin ölçüsünde/tartısında ele alalım. Kimse kendi düşüncesinin kısır döngüsüne tutsak etmesin kendini.
Bir ve beraber olmak istiyorsak bunları yapmak zorundayız.
***
Allah’ın rahmeti şehitlerimizin üzerine olsun. Ailelerine ve yakınlarına sabır, Türk Silahlı Kuvvetlerine ve yüce Türk Milleti’ne başsağlığı dileriz.
Hüseyin Yeğin
sislioda.com
Anasayfa
