Muhammed Ali’nin cenazesi kendisi gibi olay oldu. Sanırım uzun süre dillerden düşmeyecek. Çok yönüyle anımsanacak olaylar dizisinin içeriği hayli geniş!
Bunları sıralamaya kalkmamız doğru olmaz! Başa çıkamayız!..
En iyisi bizi ilgilendiren yanlarıyla konuya değinelim…
***
Sayın Cumhurbaşkanı buradan kalkıp ta ABD Louisville kentine gitti. Her şeyi ertelemişti. Randevularını, programını ne bileyim işte! Neyi varsa hepsini…
Muhammed Ali’nin cenazesine katılacaktı.
Bizleri de temsil edecekti orada…
Ne var ki hiç kimsenin aklına gelmeyen sorunlarla karşılaştı. Bin pişman olmuştu gittiğine… Ertesi gün yapılacak törene katılmadı ve tasını tarağını toplayıp dönmeye karar verdi…
Yaşanan sorunların neler olduğunu öğrenebildiğim kadarınca sıralamaya çalışacağım. Bunun için önemli sayıda haber kaynaklarını alt üst ettiğimi belirtmeliyim…
***
Korumalar arası itişme kakışma olmuş.
Üzücü şey tabii…
Her ne kadar yatışmışsa da bir kere kafalarda yer etmiş olanlar.
***
Cenaze namazının kılınacağı yerde sıkıntı yaşanmış.
Namaz için saflar oluşturulmamış!..
Anlaşılan bizdeki düzen orada yokmuş. En önemlisi, T.C.’nin Cumhurbaşkanı’na gereken özen gösterilmemiş.
Bunlar yetmiyormuş gibi tabutun bulunduğu yere giderken karışıklık yaşanmış…
Doğal olarak bunlara alışık olmayan Sayın Cumhurbaşkanı rahatsız olmuş…
***
Kâbe Örtüsünden Bir Parça Ali’nin Tabutu Üstüne Bırakılamamış.
Sayın cumhurbaşkanı yanında götürdüğü Kâbe örtüsünden bir parçayı Ali’nin tabutu üstüne bırakmak istemiş. Ne var ki töreni yöneten İmam Zaid Shakir, tabutun kutsallığını öne sürüp izin vermemiş.
Kimilerine göre: “Siz onu bize bırakın, biz sonra gerekeni yaparız.” demişler…
Neresinden bakarsanız bakın tam bir rezalet!..
Deniliyor ki; “Orada hazır bulunan Müslüman liderler de Kâbe Örtüsünün bir parçasını bizzat Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından tabutun üstüne konulmasını istemişler…”
İstemişler ama, olmamış işte!..
***
Cumhurbaşkanının adı konuşmacılar arasından çıkarılmış!..
Yapılacak törende Cumhurbaşkanının konuşmacı olacağı açıklanmış! Ama daha sonra ne olduysa adı çıkarılmış!..
Bir hahama konuşma izni verildiği ise dikkatlerden kaçmamış!..
Hamam, “Türkiye’nin liderlerine söyleyin, Kürtleri öldürmeyi bıraksın,” gibi ipe sapa gelmez sözler etmiş. Ne idüğü belli olmayanlara söz hakkı verilirse işte böyle saçmalarlar!..
Bu işte PARALELCİLERİN parmağı var mı yok mu? Doğrusunu isterseniz; “Bilemeyiz…” Ramazan günü boş yere günaha girmeyelim…
***
Kur’an Okuma İsteği Kabul Edilmemiş!..
Bazı gazete haberlerine göre: Sayın Cumhurbaşkanı ile Diyanet İşleri Başkanı’nın Kur’an-ı Kerim okuma istekleri de kabul edilmemiş.
Oysa hepimiz çok iyi biliyoruz ki Sayın Cumhurbaşkanı annesinin cenazesinde Kur’an-ı Kerim okumuştu. İyi de okumuştu!..
Dinleyicilerden övgü almış, büyük bir beğeni toplamış ve taraftarı çoğalmıştı!..
***
Muhammed Ali Müzesi’ne Hediyeler Götürülmüş, Ancak Teslim Edilememiş!..
Bakın tüm bunlar yetmiyormuş gibi benzeri aksaklıklar, müze olarak kurulan Muhammed Ali Merkezi’nde de devam etmiş.
Ali’nin Ailesi’ne verilmek üzere hediyeler götürülmüş! Ve Sayın Cumhurbaşkanı alındığı bir odada tam 15 dakika bekletilmiş. Hediyeleri Muhammed Ali’nin ikinci eşinden olan kızına vermek istemişler; ama müze müdürü; “Ali’nin ikinci eşinden olan kızının AİLEYİ TEMSİLEN HEDİYE ALAMAYACAĞINI,” belirtmiş.
Karışıklığın, Ali’nin son eşinden kaynaklandığı söylenirken, maalesef hediyeler verilememiş!..
***
Tüm bu olanlara rağmen Sayın Cumhurbaşkanı; “Bir Müslüman kardeşi olarak cenaze töreninde bulunmayı kendim milletim adına görev telakki ettim” demiş ve müze yetkililerinden gerekli bilgileri almış…
****
İşte olan biten bunlar…
T.C. Cumhurbaşkanının karşı karşıya kaldığı bu olaylar dizisine derinden üzüntü duyduğumu belirtmeliyim. Nasıl olur da böylesine öngörüsüz davranılır?
Bize kalsa bu tür olaylarla muhatap olmaktansa; “Sayın Cumhurbaşkanının cenaze törenine katılmaması daha iyi olacaktı!..”
Hüseyin Yeğin
SisliOda
Anasayfa
