• Çizgi’m
  • Bilmek İstiyorum
  • Unutulmayan İyilik…
  • BİR SAATLİK ÖMÜR
  • Mevlana’dan Deyişler
  • KIBRIS Gazisi E.P.Kd.Alb.Niyazi KÜLAHLI’ya-1 “””””””
  • NASİBE!..
  • Daha da Sarıl Bana, Bırakma Beni…
  • ULUSLARARASI BAŞARI GÖRMEZLİKTEN GELİNEMEZ!..
  • Cumhuriyete Saldırılar Bitmedi, Bitmeyecek…
  • Bir Zamanlar Kahramandı!.. Meğer…
  • Bir Kumruyla Söyleşi
  • Çok Şükür Değiştim dedi ve Lefkoşa Büyükelçisi Oldu
  • İlah Olmadı Put da Olmadı Allah’ın Kuluydu…
  • Çocuk acılar içinde.
  • Üye Ol
  • Üye Girişi
    • Anasayfam Yap
      • Sitene Ekle
      • Amacımız
      • Künye
      • İletişim
Sislioda
    •  
    • Anasayfa
  • Güncel
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Spor
    • Canlı Sonuçlar
    • İstatistikler & Puan Durumu & Fikstür
  • Politika
  • Şiir
  • Sağlık
  • Teknoloji
  • Yazarlarımız
  • Seri İlanlar
    • İlan Ekle
  • Firma Rehberi
    • Firma Ekle
19.06.2025 21:42:57
  • Kültür Sanat
  • Magazin
  • Gazeteler
  • Video Galeri
  • Foto Galeri
sislioda.com Bizi Facebook'dan takip edin
sislioda.com Bizi Twitter'dan takip edin
Anasayfa » Dünya
Hüseyin Yeğin

Kuşumuz, Can Dostumuz!.. (gitti)

Eklenme Tarihi: 7 Şubat 2021 Pazar
Eklenme Saati: 13:23
Okunma Sayısı: 662
Tweetle
Hüseyin Yeğin huyegin@gmail.com
Yazdır
Yazıyı Büyüt Yazıyı Küçült
Kuşumuz, Can Dostumuz!.. (gitti)

Ve virüs belasından çok yakınlarımı, dostlarımı ve arkadaşlarımı yitirdim. Beynim ve bedenim oradan oraya koşuştururken salgının pençesini attığı alanlar gittikçe büyüyor.

Derken, canım kuşumuzu, can dostumuzu, muhabbet kuşumuzu da yitirdik!…

***

Muhabbet kuşu dediklerine bakmayınız siz! O bizim için bir öğretmendi.

Öğretmesini bilen, öğrencilerine seslenirken kişiliklerine ve algılama yeteneğine dikkat eden, onlara nasıl seslenmesi gerekiyorsa öyle seslenmesini beceren, bilinmeyenleri bilen bir bilgeydi.

Bir kişinin ya da bir hayvanın bilge olduğunu hemen anlayamazsınız. Bunun için onunla uzun süre kalmanız ve uzun aralıklar içinde sürekli değişen oluşumlar karşısındaki tutum ve becerisini izlemeniz gerekir. Her bilge gibi çok şey istemeden yaşamını sürdürdü. Bencillikten ırak, özveriyi yandaş edinen kişiliği, bu değerlerle süslenmişti.

***

Gönülden bağlanmanın ve sevmenin en güzel örneklerini sergilerdi. Üzüldüğümüz zamanlar üzülür, güldüğümüz zaman bizimle bir olup gülerdi. Eşimin üzgün olduğu bir gün o da üzgün ve sessizdi. Yanına gittiğimde masum gözlerle bana baktı baktı. Ve inanın gözlerinin yaşardığına tanık oldum. Kafasını iki yana silktiğinde minnacık gözyaşı savrulup gitti…

Sevgiyi öğretiyordu bize!.. Bağlılık denilen olgunun nasıl olması gerektiğini anlatırdı sık sık…

***

Kendi yağıyla kavrulmanın ender örneklerini onda görürdüm. Kimi gün biz olmadan yaşamanın imkânsızlığını anlatır, kimi gün bizsiz yaşamanın derinliğinde yatan bilinmezliklerle dolu gizleri açığa vurur gibiydi…

Ona acı da gelse bir iki gün bizsiz yaşayabiliyordu. Öyle günler oldu ki bir ya da iki gün yanında kalmadığımız günler olurdu. Kimi zaman komşuya emanet eder öyle giderdik. Elbette önceden yemini, suyunu hazırlardık. İnanın biz bu hazırlıklara giriştiğimizde anlardı neyin olacağını. Bir ağırlık çökerdi üzerine, kafesine çekilir sessiz sessiz beklerdi. Ve içinden gelen bir duyguyla dargınlığını yansıtmaya çalışırdı!..

“Neden beni yalnız bırakıyorsunuz?” der gibiydi. Ama çaresizliğin verdiği umarsızlıkla susar susardı.

***

Eni konu yaşlandı!..

Yaşlandı ve önceki çevikliğini yitirmeye başladı. Elimi uzattığımda yeterince hızlı davranmaz, biraz ağır kalırdı. Yaşlandığını anladığımız günlerden sonra her geçen gün biraz daha yaşlanıyordu, zayıflıyordu da… Avucumuzun içine alıp onu öpmek istediğimizde itiraz etmezdi eskisi gibi… Biz ise gagasını bir silah olarak kullanmadığına bakıp gücünü yitiriyor olduğunu kavramak yerine, “Bize iyice alıştı artık!” demeyi tercih etmiştik. Çünkü onun da bir gün çekip gideceğini aklımıza getirmezdik. Onun da bir ölümlü olduğunu ve giderken ardında yığınla sevgi depolamış olduğunu hiç aklımıza getirmezdik.

***

Son gün…

Kızım kafesinde hareket etmediğini söyledi. Sabahın er saatleriydi. Yerimden fırlayıp kafese koştuğumda kafesin içinde yatıyordu ve sessizdi. Elime aldığımda hafif hareketlendi:

Küskünce “Nerede kaldın?” der gibiydi.

Kalorifer peteklerinde ısıttığım ellerimin arasında mutlu, sessiz ve sakin bekledi bir süre. Pencereden dışarıyı seyretmeye başladık ikimiz de… Bir ara kanatlarını çırptı. Uçmak ister gibiydi. Mutfağa koşup çok sevdiği yemlerden vermek istedim. Masanın üzerine koyduğumda ayakta durmaya çalıştı ama olmadı. Yan yattı. Hızla elime alıp yan odaya geçtim. Divana uzanıp göğsümün içine koydum sıcaklık istiyordu. Rahatladı bir ara. Aralıktan baktığımda o da bana bakıyordu.

Bakışlarına oturmuş hüznü ve acıyı anlatmamam!..

Yaşlı bir bilgenin ağırbaşlı tavrıyla gagasını ileri uzatıp bana doğru gelmek istedi. Elimin arasındayken kalp atışlarını algılayabiliyordum. Kendime doğru yaklaştırdım. Gagasından, boynunun yan taraflarından öptüm. Hoşuna gitmişti. Ama hüzünlü bakışlarıyla bana bir şeyler anlatmak ister gibiydi.

Bir ara derinden “cik cik” sesleri çıkardı. “İyi dedim, kendisine gelmeye başlamış olmalı.”

Elimden alıp göğsümün üzerine bırakmak istediğimde, “Hayır, yapma” der gibiydi. Birkaç hareket sonrası durdu yine.

Avucumun içine aldım. Bakıştık karşılıklı. Adeta benden bir şeyle ister gibiydi. Yahut bana “Ne olur beni bırakma!” der gibiydi. İçimden perde perde yükselen hıçkırıklarımı zor tutup dedim ki: “Kokrma seni asla bırakmayacağım. Daima senin yanında olacağım. Söz veriyorum. Daima seninle olacağım.”

***

Birden rahatladığını ve minnet dolu bakışlarıyla göz kapaklarını kırpmaya başladığı söylersem abartmadığımı bilmenizi isterim. Öyle bir dostça bakıştı ki o bakışlar!.. Sevgi dolu, bağlılık dolu, minnet dolu, arkadaşlık dolu… Ve gözlerini kapatmak istedi yine.

“Uyu, dedim. Uyanana kadar yanından bir yere gitmeyeceğim. Ayrılmayacağım yanından söz…”

Söylediklerimi duymuşçasına gözlerini bir daha açtı.

Aman Allah’ım! O bakışlardaki anlam zenginliği neydi öyle? Güldüm. Çünkü gülmesini istiyordum. Beni anlayıp anlamadığını tam bilemem ama güldüğüne eminim.

Ve…

Son kez…

Üst üste “cik cik cik” seslerini çıkardı, azıcıkta kanatlarını çırptı.

Uyuyacak dedim, içimden. Uyumasını istiyordum.

Başı önüne düştü. Hayret ettim. Hiç böyle olmamıştı!..

Göğsümün içinde düşen başının bana dönük gözüyle “Allah’a ısmarladık!..” diyordu.

Bekledim. Hareket yoktu.

Gitmişti…

“Tarçın, güzel yavrum güle güle git…”

“Gittiğin yerde yemini almayı unutma olur mu?”

“Sen daima kalbimde, daima gönlümde ve odamın her köşesinde olacaksın yine…”

Hüseyin Yeğin

www.sislioda.com

Etiketler:
bağlılık bilge sevgi Tarçın
Paylaş Tweetle Paylaş Paylaş Paylaş

Yazarın Diğer Yazıları

Çizgi’m Asgari Ücret fiyaskosu, Emekli Yılının belleğimde yerleşen korkusu, Aile Yılı bunalımıyla...
Çizgi’m
Bilmek İstiyorum Yaşım onbeş, Herkesle kardeş kardeş, Özgürce yaşamak istiyorum. Düşüncelerim ben...
Bilmek İstiyorum
Mevlana’dan Deyişler Ey altın sırmalı giysiler giymeye, altın kemerler takınmaya alışmış adam, Nihayet sana...
Mevlana’dan Deyişler
KIBRIS Gazisi E.P.Kd.Alb.Niyazi KÜLAHLI’ya-1 “”””””” Kıbrıs gazisi, can arkadaşım, dostum ve bir kardeş gibi sevdiğim güzel insan E. P. Kd. Al...
KIBRIS Gazisi E.P.Kd.Alb.Niyazi KÜLAHLI’ya-1  “””””””

Yorum Yazın

Cevabı iptal etmek için tıklayın.

Kullanıma İzin Verilen HTML Kodları : <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>

Renkli Deneme

Çizgi’m Bilmek İstiyorum Unutulmayan İyilik… BİR SAATLİK ÖMÜR Mevlana’dan Deyişler
  1. Çizgi’m Çizgi’m
  2. Bilmek İstiyorum Bilmek İstiyorum
  3. Unutulmayan İyilik… Unutulmayan İyilik…
  4. BİR SAATLİK ÖMÜR BİR SAATLİK ÖMÜR
  5. Mevlana’dan Deyişler Mevlana’dan Deyişler

En Son Haberler

Çizgi’mAsgari Ücret fiyaskosu, Emekli Yılının belleğimde yerleşen korkusu, Aile Yılı......
Çizgi’m
Bilmek İstiyorumYaşım onbeş, Herkesle kardeş kardeş, Özgürce yaşamak istiyorum. Düşüncelerim beni......
Bilmek İstiyorum
Unutulmayan İyilik…Yıl 1978. Zor, çok zor ama çok zor bir yıldı......
Unutulmayan İyilik…
BİR SAATLİK ÖMÜRO sabah da diğer günler gibi sıradan bir gündü. Ev......
BİR SAATLİK ÖMÜR
Mevlana’dan DeyişlerEy altın sırmalı giysiler giymeye, altın kemerler takınmaya alışmış adam,......
Mevlana’dan Deyişler
  • Seri İlanlar
  • Firma Rehberi
  • Güncel
  • Manşetler
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Spor
  • Politika
  • Yaşam
  • Şiir
Sitemizde yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.. Görüş ve önerileriniz için info@sislioda.com adresine e-posta gönderebilirsiniz.
Copyright © 2016 - Sislioda Her Hakkı Saklıdır.

Tasarım ve Programlama: Ajans5.Net