Camide okunan mukabeleye gidiyor, okunan Kur’an-ı Kerim’in okunan bölümlerini elimizdeki Kur’an-ı Kerim’lerden takip ediyorduk. Hocamızın birkaç ayet okuduktan sonra, okuduklarının Türkçe açıklamasını yapması ruhumuzda huzur, rahatlık ve özgüven yarattı. Aslında yaşadığımız duyguları sözcüklerle anlatmak pek mümkün değil!..
İşte Kur’an-ı Kerim böyle okunmalı. Anlayarak, bilerek ve yeri geldiğinde karşılıklı görüş alışverişinde bulunarak…
***
Önceki yazıda belirttiğimiz gibi Allah’ın iradesi de bu yöndedir. Ayetler de açıkça bunu belirtiyor. Fussilet Suresi’nin 44. ayeti şaşılacak bir açıklıkla bunu işaret etmiyor mu? Bakın 41-Fussilet Suresi 44. Ayet der ki:
“Eğer biz onu yabancı dilden bir Kur’ân yapsaydık onlar mutlaka: ‘Bu kitabın ayetleri genişçe açıklanmalı değil miydi? ARAP BİR PEYGAMBERE YABANCI DİL, ÖYLE Mİ? derlerdi…”
Soruyorum sizlere Yüce Allah daha nasıl açıklasın?
Aynı ayetin devamında der ki: ”
“O, iman edenler için bir hidayet ve şifadır.” “Hidayet” doğru yol anlamına gelir. Kur’an’ın iman edenler için doğru yolu gösterdiği, bir hidayet olduğu açıklanmıştır. Peki insanlar anlamadığı ve bilmediği bir dilin gösterdiği doğru yolu bulabilirler mi?
Konuşulan dilin anlaşılmamasının bir insan üzerindeki etkisini ancak, dilini bilmediğimiz bir ülkeye gittiğimizde anlarız. Orada ne derdimizi anlatabiliriz ne de söylenenleri anlarız. Tek kurtuluşumuz işaret yöntemiyle anlaşmaya çalışmaktır.
***
Kur’an-ı Kerim’in Türkçeye çevrilmesi sırasında anlam kayıpları yaşanacağını bu nedenle Arapça okunması gerektiğini söyleyenlere katılmıyoruz. Belki anlam kayıpları yaşanacağı konusunda haklı olabilirler, ama bunun da çaresi bulunmuştur. Kur’an-ı Kerim’in mealleri yanında her ayeti etraflıca açıklayan tefsirleri vardır.
Gerek Türkçe gerekse diğer dillerden -ki bunlar da ayrıca Türkçeye çevrilmiştir.- çok önemli ve değerli tefsirler vardır. Bunlardan Elmalılı Mehmet Hamdi Yazır’ın “Hak Dini Kur’an Dili” adlı tefsir sahasında ender rastlanabilecek eserlerden biridir. Yine Fahruddin Er-Razi’nin “Tefsir-i Kebir’i” Arapçanın inceliklerini açıklaması yönüyle mücevher değerindedir. Hacim olarak oldukça geniş olması biraz ürkütücü ise de onu yakından tanıyanların elinden bırakmayacakları kadar değerli bir eserdir.
***
Camide okunan mukabeleye tekrar dönüp orda yaşadığımız bir iki olayı da sizlere sunmak isteriz.
Birkaç gün sonra hocamız değişti!..
Onun değişmesiyle mukabeleden aldığımız zevk ve hoşnutluk da aynı anda değişti. Yeni hocamız okumakla yükümlü olduğu bölümü süratle okuyup hiçbir açıklama yapma gereği duymadan kalkıp gidiyordu. Aman Allah’ım bu ne sürat öyle!.. Tabii onun okuma süratine uyup Kur’an’ı takip etmemiz, bizim için hayli zorlaştı.
Çok affedersiniz! Kendimizi bir yarış atına benzettik.
Takdir edersiniz ki mukabeleden aldığımız zevk ve duyduğumuz hoşnutluk anında kaybolup gitti…
Sevgi Birdar
Anasayfa
