Baskın seçim geleneği büyük bir açlığın dışa yansıması şeklinde devam etti.
Erken seçim kamçısını eline alan iktidar bunu görülmemiş bir hızla indirirken başka alanlarda da pırtlamalar, hortlamalar baş gösterdi.
FETÖ diyorlardı!
Diye diye her kurumdan, her alandan alıp alıp götürüyorlardı.
İnsanları birbirine düşürüyorlardı.
Kimi haklı kimi haksız…
***
Nasıl olduysa oldu!..
Erken seçim haberleriyle birlikte Yeni Akit Gazetesi’nden bir ses yükseldi.
Başlığıyla temkinli, içeriğiyle şaşırtıcı…
FETÖ ile sarmaş dolaş. İçler acısı ve yürekler yakıcı bir ses…
FETÖ’ye yapılan bir çağrıydı bu.
Sanırsınız ki iktidarın FETÖ’ye karşı verdiği uğraş aniden yön değiştirmiş!.. Gerçi iktidarın henüz onayından geçmiş değil ama öyle bir hava sezinleniyor.
Neden derseniz?
AK Parti Genel Başkan Yardımcılarından Merve Kavakçı’nın babasından geliyor sesler.
Profesör unvanlı üstelik!..
Prof. Dr. Yusuf Ziya Kavakçı…
Öyle bir yazı yazmış ki düşman başına, içini titretiyor insanın.
***
Prof. Dr. unvanlı bu kişi FETÖ’ye seslenerek:
”Tevbe et de gel, diyor. Hem de tevbe-i nasuh ile tevbe ediyorum, de de öyle gel.” diyerek akıl öğretiyor. Hızını alamıyor olmalı ki:
”Peşiman oldum, nadim oldum, bir dahi işlememeğe azm u cezm eyledim”, demeli diyor.
Türkçeyi bir yana itip sözlerine devam ediyor:
”…yüksek sesle ala meleinnas ahd vermelidir.”
***
Peki FETÖ elebaşı bunları dediğinde ne olacak? Hemen cevabını yapıştırıyor:
“…Ve Türkiye’ye köyüne dönmelidir. Zaten kaç yıl daha yaşar ki insan. Bildiğini de anlatır, teşkilata sadece eğitim ve öğretim hizmetinde olmalarını emreder ve bir de dünya çapında güçlü bir İslam alimleri yetiştirme ve İslam araştırma merkezi ve üniversiteyi kurar. Bu merkez ve üniversite Dünya’da benzeri olmayan bir kalitede müessese olur.”
Daha başka şeyler yine söylüyor ama artık anlatacak tahammülümüz kalmadı!..
***
Devlet FETÖ elebaşısını getirmek ve cezasını vermek için önemli oranda bir çaba gösterirken, bu sesten dışa yansıyan nedir?
Bu millete, bu ülkeye yapmadık kötülük bırakmayan birine yönelen bu tavrı onaylamak mümkün mü?
Tesadüf mü erken seçim haberleriyle birlikte böyle bir sesin çıkması?
***
Duygular karışmış, hesaplar alt üst olmuş, ekonomi başını alıp gitmişken; ne pahasına olursa olsun kazanmak!.. Ülkemize yapılacak en büyük kötülüktür.
Riske girmek istemeyenlerin sonu görünmez felaketler zincirini kucaklamaya hazır olması doğru mudur?
***
Kirli örtüler altında bulunanları karıştıranlar kendilerine zarar verdikleri gibi ülkeye de zarar verme potansiyeline sahiptir.
Kamuoyunun erken seçim haberleriyle meşgul olduğu bir sırada bu sızıntının anlamı ne ola ki?
Varlık ve yokluk hesabı yapanlar çözümsüzlük yaşıyorsa bir işin içine sızmış pisliklerden ülkemizin yüksek çıkarlarını uzak tutmalıdırlar. Nedir bu böyle?
OHAL baskısı altında iki seçim birden!
***
Sayın Bahçeli’ye de bir hatırlama yapmak isteriz:
1999 seçimlerinden sonra koalisyon ortağı olduğunuzu hatırlıyor musunuz?
Bir sonraki seçimlerin yapılmasına 1 yıl 5,5 ay gibi bir süre daha varken koalisyon ortaklarınızı erken seçime sürüklemiştiniz!
”TBMM’de hem kendinizi hem de partinizi sıfırladığınızı!” unutmadınız değil mi?..
Belki farkında değilsiniz ama şimdi de aynı şeyi yaptınız, yahut yaptırıldınız.
Bir sonraki seçimlerin yapılmasına daha 1 yıl 4 ay 6 günlük bir süre varken ortağınızı erken seçime sürüklediniz yahut sizi sürüklemelerine göz yumdunuz!..
Çok partili sisteme geçtikten sonra, yani 1946 yılından sonra yapılan erken seçimlerden bir sonraki seçime kalan sürelerin en uzun olduğu iki erken seçimde de sizin imzanız var.
Niyetiniz nedir?
Guinnes Rekorlar Kitabı’na mı geçmek istiyorsunuz?
Yoksa…
Hüseyin Yeğin
sislioda.com
Açıklama:
Ala meleinnas: Bütün insanların huzurunda, herkesin gözü önünde…
Anasayfa
