Evrenimizde biz bize sokulmuş yaşarken zannettik ki Millet İttifakı adayı Ekrem İmamoğlu; halka kendini sevdirmesi, gayreti, becerisi ve cesaretiyle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğunu almış/alacakmış!..
Meğer işin içinde başka işler varmış! Bilmediğimiz, görmediğimiz ve anlayamadığımız…
***
Uşşaki Cemaati Lideri Fatih Nurullah bir rüya görmüş. Rüyasında Binali Yıldırım gelip elini sıkmış ama samimi bir şekilde sıkmamış!.. Çekip giderken elini duvarlara çarpınca dönüp bakmış. Fatih Nurullah:
“Anladın mı hatanı?” demiş.
Binali:
“Ne olacak çarpacak mısın beni?” diye karşılık vermiş.
Bunun üzerine Fatih Nurullah başlamış söylenmeye:
“Ya arkadaş bu zihniyetle bir yere gidilmez ya!”
“Bizim devletimizi tanımadan devlet olunmaz. Bunu böyle bilsinler bu devlet tanınacak. Bu makama hürmet edilecek. Dervişiz biz…seçimlerle ilgili söyleyeceğimiz şey budur. Beni çarpacak mısın, al çarpıldın işte!”
***
Bunları söylemişse söylemiş çok da önemli değil. Binali ile kendi arasındaki bir sorun deyip geçebilirsiniz. Ama şu an içinde yaşadığımız seçim keşmekeşi içinde bu sözlerin anlamı değişik algılanacaktır.
Ayrıca ne yazık ki bu sözler:
Ülke olarak nereye getirildiğimizin acı kanıtıdır.
Demek ki daha çok alacağımız yol var!
Aklın ve bilimin desteğinde inançla çalışıp bir şeyler yapma iradesini ve isteğini ortaya koyamadığımız sürece kim bilir daha kaç yıl gerilere gideceğiz?
***
Düşünmeden edemiyoruz. Acaba:
“Bu ve benzeri kesimden yükselen sesler Ekrem İmamoğlu’nun MAZBATASININ verilmemesinin asıl gerekçesi mi?”
Cumhuriyeti kurduktan sonra çok ve hızlı yol aldık.
Toplumsal kalkınmada hep birlikte büyük çabalar gösterdik.
Ama özellikle dini perde yapanların koyduğu engeller hızımızı kesti, hatta hızımızın kesilmesiyle kalmadık geriye gitmeye başladık.
***
Uzay aracı Challenger’in vidasını gevşeterek düşmesine neden olan tarikat ehlinin(!) yanına şimdi bu tür rüya gören tarikat ehli eklendi.
Ve bu açıklamada kullanılan kavramlar belli ki önemle seçilmiş!
“Devlet olabilmek için devletimizi tanımanız gerekli!”
“Bu devlet tanınacak.”
“Bu makama hürmet edilecek.”
***
Tanınması istenen devlet hangisidir?
Eğer böyle bir devlet varsa bunun adı bir tür güdük kalmış imparatorluk değil midir?
Devlet içinde devlet ki; ne zaman kurulduğu, yapılarının nasıl olduğu ve mali kaynaklarının nereden fışkırdığı bilinir mi?
Bilinir de bilinmez de…
Görünür de görünmez de…
Evet! Doğru olan şu ki, tamı tamına devlet içinde devletin tanımı yapılmıştır.
***
Bu açıklamanın içinde tüylerinizi ürpertecek şu sözlere bakınız:
“Dua ediyoruz ki Allah çevirsin.”
“İstanbul’un kaybolması demek, bütün emeklerin boşa gitmesi demek gibi bir şey.”
***
Evet, büyük tehlike!..
Uçup gidecekmiş gibi demokrasi.
Ham bir hayal ürününden başka bir şey olmayacakmış gibi Cumhuriyet.
Hüseyin Yeğin
sislioda.com
Anasayfa
