BAHÇELİ BİLMECESİ!..

Önümde son ayların gündemine oturan ve en sonunda da Meclise sunulan Anayasa değişikliği var. Bir hukukçu ve bir vatandaş olarak inceliyorum! Değerlendirmelerimi ayrıca sunacağım.
Aklım fikrim Bahçeli’de!..
Beynim karışık, akıl süzgecimden geçen düşünce kervanlarının alıştığım gidişten çok farklı seyrettiğine tanık oluyorum.
Bugüne dek ülke sorunlarıyla ilgili iyi kötü yorum ve değerlendirmeler yaptım. Temkinli olmayı yeğlediğimden çok yanılmadığımı belirtmeliyim. Olayların karmaşık akışında dahi, kişilerin tutum ve davranışıyla neyi nereye kadar vardıracaklarını az çok öngörebiliyordum.
Ama şimdi önümde duran Anayasa Değişikliği ve onunla birlikte anılan Bahçeli apayrı!..
Bahçeli’nin anlaşılmaz bir kapalılık sergilediğini söylememiz zor olur. Yahut işine gelenler böyle bir tanımı kullanmayı yeğlerler…
***
Yetmiş yaşıma yaklaşırken çok insan tanıdığımı ve neyi, ne amaçla istediklerini küçük hatalarla tahmin edebildiğimi belirtmeliyim.
Bahçeli’yle ilgili bugüne dek beynimdeki birikimleri dikkate alıp bir sonuca varmak istiyorum, ama mümkün değil!.. Olmuyor…
Bahçeli neden böyle yaptı?
Şimdiye dek AKP’ye verdiği destekleri, çıktığı koltukları dikkate aldığımda, aslında ortada şaşıracak bir şey olmadığı görünür. Ne var ki hepsinde de ülke sevdasının iteklediği varsayımını önde tutanlara sessiz kalmak istedim. Doğrusu biraz da kendimi kandırdım galiba… Yine de Bahçeli’den tümüyle umudumu kesmek istemedim.
Kimi zaman, “Hata yaptı! Olsun insanlık hâlidir,” dedim.
Kimi zaman; “Değerlendirme hatası yapmış olabilir,” dedim.
Kimi zaman, “Çevresinde bulunanların beceriksizliğidir. Onların iteklemesidir,” diye geçiştirdim.
Ta ki bardağı taşıran son damlaya kadar… Yani Başkanlık Sistemine destek verene kadar. Öyle ki bu destekle Bahçeli kendisini de inkâr ediyordu. Daha önce yaşayan ve halka kendisini şu ya da bu şekilde tanıtan Bahçeli’ye bizzat Bahçeli sırtını dönüyordu.
Gerçi adına BAŞKANLIK demediler ya!.. Ad değişikliğinin halkın üzerinde olumsuz etki yapacağını düşünüp cingözlük ederek yine “Cumhurbaşkanı” dediler. Halkımızı bir tür enayi yerine koymaktır bunun adı. Ama önümde duran metni okuyanların, okuyup da azıcık düşünenlerin bunun kılıfa bile geçirilmeye gerek duyulmayan BAŞKANLIK Sistemi olduğunu, hatta daha da ileriye gidip diktatörlüğe yol açacağını anlamaları zor değil…
***
Ortaya atılan ve Bahçeli’nin çevresinde dolanıp duran sözlere şöyle bir bakalım:
Rahmetli Türkeş’in mektubundan söz edilir:
“Bahçeli’nin MİT’ten olduğu, ondan uzak durulması ve itimat edilmemesi gerektiği,” uyarısı yaptığı söylenir.
Eni konu bu konu üzerinde ısrarla duranların sayısı az değil…
Yine “Rahmetli Türkeş’in bir meseleden dolayı Bahçeli’yi dövdüğü de!..” medyada dilden dile dolaşır…
***
MHP’den ayrılıp AKP’ye hızlı bir geçiş yapan Yıldırım Tuğrul Türkeş’in Bahçeli’yle ilgili sözleri çok ilginçtir. Der ki:
“Allah bunlara iktidar nasip etmesin!”
Aslında çok ağır bir sözdür. Böyle bir temenniye konu olan kişinin bu ülkeye düşman olması gerekmez mi? Bilemeyiz! Bunun doğru cevabını ancak Tuğrul Türkeş verebilir…
Kaldı ki bu söz öyle tarihin yıllanmış derinliklerinde değil yaklaşık bir yıl önce söylenmişti…
Her ne kadar arada bir mecliste Bahçeli’yle el ele fotoğrafları yayımlansa da yine de karşıtmış gibi sözler söylemekten geri durmaz, gocunmaz da… AKP’ye seslendiği bir gün Bahçeli’yi diline dolayıp der ki:
“Kuru söz ve hamaset ile siyaset yapılamaz. Benim kırmızı çizgim var, mor çizgim var, ahan da buraya sarıyı çizdim. Geçsem ne yapacaksın. Yapacak gücün var mı?”
Haydi bunları bir kenara koyalım. Ama son ayda AKP’yi uyarması öyle sıradan bir olay değil. Der ki:
“Sayın Bahçeli çok deneyimli ve kurt bir siyasetçidir. Şüphesiz ki bir stratejisi vardır. Bu stratejisindeki öncelik de kendi partisinin başarısı olmalıdır ve öyledir de…”
AKP’nin bu uyarı karşısındaki tutumu ne olmuştur? Görünen o ki kulak arkası edilmese dahi görünürde dikkate alınmamıştır…
***
Söz uzar ve bir tahminden öteye geçemez…
Kısa keselim:
Eğer Bahçeli, Tuğrul Türkeş’in dediği gibi AKP’ye tuzak kurmuşsa nasıl olsa eninde sonunda belli olacaktır. O zaman ne dersiniz, MHP tabanı tarafından kahraman ilan edilir mi? Sanmıyorum… Hiç kimse milletin huzurunda yalancı çıkan birini kahraman olarak görmek istemez…
Anayasa değişikliğinin önce mecliste, sonra halk oylamasında “olur” aldığını varsayarsak ki o zaman MHP diye bir parti zaten silinip gitmiştir.
“Ne yani Bahçeli kendi sonunu mu hazırlamış?” diyenlerin kulağına medyada sık sık dolanıp duran bir fısıltı üfleyelim. Derler ki:
Anayasa değişikliği kabul edilirse Bahçeli Cumhurbaşkanı yardımcısı olacakmış!..

Hüseyin Yeğin

sislioda.com