ANDIMIZ

Andımız! İğne değil koca bir çuvaldız.Hatta daha da kalın.Battıkça batıyordu…

***
Bundan olacak ki Danıştay 8. Daire Başkanlığının ilköğretimde uygulanan “Öğrenci Andı’nı kaldıran yönetmelik hükmünü iptal etmesi” şok etkisi yarattı.İnanamadılar önce…Uzun yıllar oldu ki böyle batıcı ve acıtıcı bir ses duymamışlardı. Her şey keyiflerince yürüyor, toplumun yıllardır alıştığı uygulamalarını alt üst edercesine aldıkları kararlar karşısında sesini çıkaran olmuyor, olsa da rahatlıkla bastırılıyordu. Kısacası işler tıkırında yürüyordu…
***
Danıştay, Anayasa’da anılan Yüksek Mahkemelerden biridir.Herkesten önce Adalet Bakanı, Yüksek Mahkeme kararlarına karşı saygı duymalıdır.Ne var ki öyle olmamıştır. Anlayamadığımız bir nedenle bu karar sayın bakanın zoruna gitmiştir. Hem de çok zoruna gitmiş olmalı ki Danıştay’a bu karar için:”Yapamaz, edemez, veremez,” demiştir.Ve inanır mısınız Danıştay’ı Anayasa’ya sadakate” çağırmıştır.Anayasa’nın Yüksek Mahkeme olarak kabul ettiği Danıştay’ın kararını kendisi hiçe sayarken Anayasa’ya sadakat çağrısı yapmak hangi aklın, hangi vicdanın ürünüdür?Danıştay Başkanı’nın bir zamanlar: “Ben Danıştay Başkanı olarak sizi temin ederim ki yargı şimdiye kadar hiç bu kadar tarafsız ve bağımsız olmamıştı.” sözlerine alkış tutanların işlerine gelmeyen bu karar karşısında aldıkları tavır ibret vericidir.

***
Adalet içten bir sancıyla kıvranırken gidiş gelişler olumsuz görüntü sergilemektedir.Adaletin çektiği sancılar büyük bir toplumsal rahatsızlığın habercisi olsa gerek!..
***
Çok ilginç ama bu karar karşısında panikleyenler de var!Yargı kararına uymakla yükümlü olanların, bu karar karşısında paniklemeleri elbette üzücüdür.”Karar henüz kesinleşmemiş. Kararın bir de temyiz aşaması var.” diyenlerin beklentileri açıkça anlaşılmaktadır.Kimileri de ortaya çıkıp tahrik üstüne tahrikle kendilerine çıkar alanı yaratmaktadır.
***
Bir zamanlar yüksek sesiyle “Sayın Fethullah Gülen, yüreğimiz buruk siz olmadan olmuyor. Gelin artık!.. Özledik…” diyen Gülen şakşakçısı A Haber sunucusu Erkan Tan, andımızın içeriğindeki sözleri kendince tuhaf bulup kaba bir yaklaşımla eleştirirken:“Allah-u ekber Allah-u ekber ordumuz daim olsun muzaffer” sözlerinin ardına sığınan bir tahrikçi görünümündedir.”Andımız”dan yana olanların Allah ve Kur’an’la kavgalı olduğunu ileri sürecek kadar da sapkın görüşlere sahiptir. Kendisine; Allah’la ilgili konularda Allah’ın işine karışmak cehaletini bir yana bırakıp Danıştay’ın Gerekçeli Kararını okumasını öneriyoruz.Danıştay 8. Dairenin “Andımız”la ilgili 18.10.2010 tarihinde verdiği benzer bir kararı yine bulunmaktadır. Bu kararın da gerekçesini okusun. Tabii ki önyargılı olmayı bir yana bırakarak.Belki o zaman söylediklerinden birazcık da olsa utanır…
***
“Türküm, doğruyum, çalışkanım. İlkem; küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir. Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir. Ey Büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim. Varlığım Türk varlığına armağan olsun. Ne mutlu Türküm diyene!””Türküm, doğruyum, çalışkanım” diye başlayıp “Ne mutlu Türküm diyene!” sözleriyle bitirmek hem anlamlı, hem güzel hem de bu ülkeye sevdalı olanların yüreklerine ferahlık vermektedir.

Hüseyin Yeğin 

sislioda.com