ABD’ye Karşı Kozlarımız Var. Ama!..

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile uzun zamandır stratejik ortağız!..
Özellikle terörle mücadele konusunda…
Ama onlar şimdi bu stratejik ortaklığı bir yana koymuşlar, yahut bir zamandır rafa kaldırılan bu ortaklığı raftan da kaldırıp atmışlar!
Olacak şey değil ama bize düşman Suriye’deki YPG terör örgütü ile işbirliği yapıyorlar!.. Üstelik o örgütü baştan ayağa modern silahlarla donatarak…
***
Bu haber ilk duyulduğunda bizimkiler feryat figan ettiler. “Ey Amerika!.. Ey Trump!..” demediler ama fena hâlde alındıklarını sağda solda belirtmeye başladılar.
Cumhurbaşkanımız ABD’ye gidecek…
“Gitmesin!..” dediler.
“Tepkimizi mutlaka belirtelim,” diyenlerin sayısı epey fazlaydı. Ne var ki duyulmadı bu sözler! Adeta söylenmemiş gibi yaptılar. ABD’ye gitme kararından vazgeçiremediler.
“Çünkü, dediler, ABD’yi aldığı bu kararından vazgeçirme umudumuz var. Hem de çok… Bir de FETÖ var…”
Söyleşmek iyidir, varsın gitsinler.
Sayın Cumhurbaşkanımızın gitmişken FETÖ belasından da yakamızı kurtaracağımız inancında olmasını doğru bulmuyoruz. Kim elindeki böyle bir hain gücü gönüllü verir ki? Cem Sultan Olayı‘nı bir kez daha hatırlatırız…
Yine de umut edilenlerin hayra ve güzele işaret olmasını dileriz. Bakalım, bekliyoruz hep birlikte göreceğiz…
***
Ne var ki daha gitmeden önce söylenen sözler, yapılan açıklamalar bu işin tutmayacağını göstermektedir.
Elin oğlu enayi mi?
Olan biteni, hatta olacak ve biteceklerin tamamını gözlem altında tutuyor. Kim ne demiş, kim ne yapmış, kim ne yapabilir bunun hesabını kitabını çoktan yapmış ve ona uygun kararını vermiştir.
İngiltere’ye giden Sayın Başbakan konuyla ilgili açıklamalar yapıyor. Ama akıl alacak gibi değil!.. Londra’da BBC televizyonuna YPG’nin silahlandırılması konusunda yaptığı açıklamada:
“Bana, bunun bir tercih değil, kısa vadeli bir gereksinim olduğunu söylediler. Rakka’da IŞİD’i yendikten sonra YPG ile işlerinin biteceğini belirttiler. Bekleyip, göreceğiz” diyor.
Hayret edilecek şey!
Bir politikacı, hele hele başbakan düzeyinde bir politikacı nasıl böyle bir cümle kurabilir?
Bunun anlamı çok açık bir şekilde ABD’ye bir mesajdır. “Şimdi size Cumhurbaşkanımız gelecek, konudan söz açılırsa, dersiniz ki…” deyip yukarıdaki cümleye benzer bir cevap vermeleri için onlara yol göstermektedir. Maksat içte sorun çıkmasın, dedikodu olmasın!..
Bir soru üzerine yaptığı ikinci bir açıklama var ki evler şenlik!.. Diyor ki:
“ABD’ye savaş ilan edecek değiliz. Adı ister PKK olsun, ister PYD, ister YPG, terör örgütüne karşı savaşmaya devam edeceğiz.”
***
Hani nerede stratejik ortağımızın düşmanca tavırlarına karşı önlemlerimiz?
Türkiye Cumhuriyeti bu denli güçsüz değildir. Belki ABD dünyanın süper gücüdür. Ama Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin de ABD’ye karşı çok büyük kozları vardır. Neden bu kozlar ortaya konulmaz?
Türkiye’nin her yanında NATO şemsiyesi altında askerlerini ve silahlarını konuşlandıran ABD’ye karşı neden bu kadar teslimiyetçi hareket edilir?
Sayın Cumhurbaşkanı’nın konuyla ilgili açıklaması belki biraz daha olumlu, ama yeterli ve ikna edici olmaktan çok uzak…
***
Ne yazık ki Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu andan bu yana;
Hiç bu kadar düşman edinmemişti.
Dış politika bu denli zayıf bir görüntü sergilememişti.
TSK hiç bu kadar sorunlar yüklenmemişti.
***
NATO’ya girdiğimiz 1952 yılından beri hiç bu kadar yalnız, itilmiş ve sersemletilmiş bir hâlde olmadık…
1964 yılındaki Johnson Mektubu bile bizi bu denli rahatsız etmemişti. O zaman Kıbrıs’a çıkarma harekâtı yapmamız hâlinde bir sıra tehditlerle karşı karşıya kalacağımız bildirilmişti. Daha sonra yaptığımız Kıbrıs Barış Harekâtı sonrasında ABD’nin ambargosuna maruz kalmıştık.
Ambargo sonrası yalnızlaştığımız söylense de birlik beraberlik sayesinde askeri alanda bizzat kendi kaynaklarımızı yaratma imkânlarına kavuştuk. Bu bize tarihin önemli bir dersi olmuştur. O zaman üretmeye başladığımız askeri kaynaklarımızın bugün bile faydasını görmekteyiz.
ABD’nin amacı Türkiye’yi de bir Suriye bataklığına çevirmektir.
Başımızı dik tutmasını ve elimizdeki kozları iyi kullanmasını bildiğimiz sürece çok şeyler yapabileceğimiz kanısındayız.
ABD’ye karşı kozlarımız var. Ama!..
Eğer iç politika kaygısı ile bunlar kullanılmıyorsa bilinmelidir ki:
“İç politika kaygısıyla dış politikanın yürütülemeyeceği tarihin sayfalarına kazınmış bir gerçektir.”

sislioda.com