• Çizgi’m
  • Bilmek İstiyorum
  • Unutulmayan İyilik…
  • BİR SAATLİK ÖMÜR
  • Mevlana’dan Deyişler
  • KIBRIS Gazisi E.P.Kd.Alb.Niyazi KÜLAHLI’ya-1 “””””””
  • NASİBE!..
  • Daha da Sarıl Bana, Bırakma Beni…
  • ULUSLARARASI BAŞARI GÖRMEZLİKTEN GELİNEMEZ!..
  • Cumhuriyete Saldırılar Bitmedi, Bitmeyecek…
  • Bir Zamanlar Kahramandı!.. Meğer…
  • Bir Kumruyla Söyleşi
  • Çok Şükür Değiştim dedi ve Lefkoşa Büyükelçisi Oldu
  • İlah Olmadı Put da Olmadı Allah’ın Kuluydu…
  • Çocuk acılar içinde.
  • Üye Ol
  • Üye Girişi
    • Anasayfam Yap
      • Sitene Ekle
      • Amacımız
      • Künye
      • İletişim
Sislioda
    •  
    • Anasayfa
  • Güncel
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Spor
    • Canlı Sonuçlar
    • İstatistikler & Puan Durumu & Fikstür
  • Politika
  • Şiir
  • Sağlık
  • Teknoloji
  • Yazarlarımız
  • Seri İlanlar
    • İlan Ekle
  • Firma Rehberi
    • Firma Ekle
20.06.2025 12:37:35
  • Kültür Sanat
  • Magazin
  • Gazeteler
  • Video Galeri
  • Foto Galeri
sislioda.com Bizi Facebook'dan takip edin
sislioda.com Bizi Twitter'dan takip edin
Anasayfa » Genel
Hüseyin Yeğin

Anne KEDİ ile KÖPEK

Eklenme Tarihi: 27 Ekim 2016 Perşembe
Eklenme Saati: 19:21
Okunma Sayısı: 327
Tweetle
Hüseyin Yeğin huyegin@gmail.com
Yazdır
Yazıyı Büyüt Yazıyı Küçült
Anne KEDİ ile KÖPEK

Başkanlık söyleşileri furyasına kapılmışız!.. Uyku kalmamış, düşünceler allak bullak, yıkıntılar arasında sancılanır dururuz. İçimizde hüzün, içimizde durduramadığımız bir fırtına; uzun ince bir yolda gider olduk. Kim ne yapar, kim ne eder? Kim kimi, kim neyi, ne için, hangi amaçla nereye götürür? Hiçbiri bilinmez!.. Dedikodu ve gammazlık almış başını gitmekte… Etik değerler yerle bir!.. Düzenin ana yapısı çocukların oyun oynamaları örneğinde olduğu gibi değiştirilip durmakta. Ahmet gider, Mehmet gelir. Kimi berbat, kimi harabat olur. İpin ucunu tutanlar söylenip dururlar amma söyledikleri birbirini tutmaz. Ensemizde boza pişirenler çoğaldıkça çoğalır. Yargı derseniz! Adalet kitaplarda aranır olmuş, yargı sizlere ömür!..
Kara yüzlüler her yerde görünür. FETÖ mensupları bu güzel ülkenin canına okumak isterken; keser dönmüş sap dönmüş ve günü gelmiş hesap dönmüştür. Amma sağda solda FETÖ mensupları ölçüsüz yöntemlerle toplanırken, “At izi it izine karışmasın!” diyenler, “Mağduriyet edebiyatı yapmayınız!” der olmuştur.
Suriye, Irak; Musul, Kerkük, Başika, El Bab, Münbiç, ÖSO, El Nusra, PKK, PYD/YPG, DEAŞ/IŞİD ve ABD…
Bunların hepsi bir yana bir parti lideri çıkar, işini gücünü bırakır da!.. Partisini toprağın derinliklerine gömmenin hesabındadır. Bana yar olmayanı başkasına yar etmem hesabıyla toprağı kazdıkça kazmaktadır. Bu ülke son yüzyılının belki de en korkulu günlerini yaşamaktadır…
***
İşte bunlardandır ki uyku tutmadı yine… Elimde fotoğraf makinesi dışarı çıktım. Sabahın serini iliklerime işledi adeta. Loş karanlık sonbaharın doğayı kendine özgü hüzne boyadığını görmemi engelliyor. Ama biliyorum ki ağaç yaprakları kururken harikulade bir renk albümü sergilemektedir. Beyazdan sarıya, sarıdan kırmızıya, kırmızıdan kahverengine akıp giden ne kadar renk tonu varsa birazdan bir bir göreceğim hepsini…
Güneşi bekliyorum! Doğmasını, doğup da çevreyi aydınlatmasını… Ufukta beliren hafif kızarıklık az sonra, bulutlar engellemezse gökyüzünde dans etmeye başlayacak!
Adımlarımı sıklaştırıp ağaçların yoğunlaştığı parktan içeri girdim. Az ileride yere boylu boyunca uzanmış bir köpek dikkatimi çekti. Uyuyor olmalıydı. Gürültü yapmamaya özen göstererek fotoğraf makinesinin deklanşörüne basmaya başladım. Birkaç poz çektikten sonra köpeğe bir iki adım daha yaklaşıp yine duruyordum. Benden ürküp gitmesini istemiyordum. Bir fotoğrafçı için bu tür rastlantılar/fırsatlar sevindiricidir. Kaçırılmaması gerek…
***
Tahminim doğruydu, sanırım uykuya dalmıştı. Tekrar bir iki adım yaklaşıp durdum ve çekime başladım. Yüzünün hatlarını yakından çekmek istiyordum. Her çekimden sonra adımlarımı ağır ağır kaldırıp yavaşça yere koymak suretiyle yaklaşıyordum. Alacalı bir köpekti. Siyah-beyaz!.. Aramızda beş altı adım kalmıştı ki gözkapaklarını araladı. Ama öyle tam değil!.. Kısık gözlerle bana baktı sadece. Yavaş hareketlerle çekime devam ediyordum. Bu arada güneş doğmuş çevre epeyce aydınlanmıştı.
Köpek gözlerini kapayıp uyumaya koyuldu. Bu duruma sevinmiştim. Demek beni düşman olarak görmüyordu.
***
Bulunduğum yere çömeldim. Öylece birkaç poz daha çektim. Çekimi sürdürüyordum ki köpek aniden ayağa kalktı. Daha doğrusu ayağa fırladı. Ben de ağır ağır kalktım. Ani ve gereksiz yere hareket etmemeye özen göstererek çekimi sürdürüyordum. Gözleri yuvalarında dönüp duruyordu. Bir tehlike mi sezinlemişti acaba? Bir ara ağzını açıp uzunca süre esnedi. Birkaç adım atıp yine durdu. Tabii gitmesini istemiyordum. Öyle bulduğu fırsatı çabucak tepenlerden değilimdir.
Alaca köpek bulunduğu yerde kıpırdamadan hızla başını sola çevirdi ve öylece kaldı. Bir şeyler arandığı belliydi. Şaşılacak ölçüde ağır ve sessiz hareket ederek yanda bulunan bodur çamlığa doğru yöneldi. Çalılığa yaklaştığında yeri koklamaya başladı. Kokladığı yeri sık sık değiştirerek koklamasını hızlandırdı.
Artık bir av peşinde olduğuna emindim. Merakla olacakları izlemeye karar verdim. Arada fırsatını yakalayınca da çekim yapıyordum. Bodur çalılığa biraz daha yaklaştı ve yine durdu. Aradığını bulmuşların sevinci gözlerinden, hareketlerinden rahatlıkla okunuyordu. Önce bir mırıltı duyar gibi oldum! Dikkat kesilince mırıltının arttığını ve sıklaştığını açıkça duyabiliyordum.
Köpek daha sessiz olmaya çalışıyordu. Avını kaçırmak istemeyen usta bir avcının tavırlarıyla ağır ağır yer değiştirdi. Çalılığın öbür yanına gelince durdu. Kararlıydı!..
Artık bir av yakaladığından o da ben de kuşku duymaz olduk. Ama ben yine de merak ediyordum. Yoksa çalılığın içine gizlenen çevrede dolaşıp duran güvercin ya da kargalardan biri miydi? Öyleyse onu yakalaması zordu. Pır deyip uçtu mu hiçbir şey yapamazdı ki! Köpeğin uçacak hâli yok ya! Ama köpekte şaşılacak denli bir rahatlık ve özgüven vardı. Avını yakalayacağından emindi. Belki de ağzının suyu bile akıyordu. “Ah dedim içimden, ağzının suyunun aktığını görüp bir fotoğrafını çeksem ne güzel olurdu…”
***
Tüm dikkatimi gözlerimde toplayıp çalılığın içini araştırmaya başlamıştım ki bir hırıltı sesi duyuldu. Gittikçe yükseliyordu hırıltı sesi. Sağa sola bakındım hiçbir şey göremeyince tekrar çalılığın aralarını gözledim. Derken hırıltı sesi öylesine yükseliyordu ki doğrusunu isterseniz ürkmeye başlamıştım. Böyle bir sesi kim, yahut hangi hayvan çıkarabilir ki? Yoksa çalılığın içinde tahminden daha büyük bir hayvan mı saklanmıştı?
Köpekteki rahatlık kaybolmuş o da tedirgindi. Ama bulunduğu yerden ayrılmak da istemiyordu. Sessizce bekledi. Tam bu sırada köpeğin sağında 5-6 adım uzakta bir kedi belirdi. Köpeğe doğru bir adım daha attı ve durdu. Öyle bir hırıltı çıktı ki kediden ürktüm. Köpek de ürkmüş, üstelik endişelenmişti. Ama karşısındakinin küçük bir kedi olduğunu görünce epey rahatlamış olmalı ki bakışlarını tekrar çalılığın içine doğru yöneltti. Hayret kedi de alacalıydı. Siyah-beyaz!.. Öyle tatlı bir renk görüntüsü sergilemişti ki dayanamadım çekime başladım. Kedi köpeğin yanında minnacık kalmıştı. Kediden korkunç bir hırıltı daha yükseldi. Köpeğe doğru bir adım daha yaklaşıp bulunduğu yerde durdu. Köpek başını ondan yana çevirdi. Acaba avında değişiklik mi yapacaktı? Kedinin dört ayağı aynı noktada birleşmiş, sırtı da epeyce kamburlaşmıştı. Devenin kamburunu anımsatıyordu.
Daha önce benzeri bir durumla karşılaşmadığımdan nelerin olacağını kestiremiyordum. Ama kedinin durumuna bakılacak olursa köpeğin saldırması karşısında hızlı bir şekilde koşup kaçma kararı verdiği söylenebilirdi. Büyük bir merak sardı içimi! Acaba kedi kaçabilecek miydi?
***
Saygıdeğer okuyucularım ne oldu biliyor musunuz?
Sırtını deve kamburu hâline getiren ve dört ayaklarını aynı noktada birleştiren kedi öncekilerden daha korkunç ve yüksek bir hırıltı çıkararak adeta yaydan fırlayan bir ok gibi o koca köpeğin üzerine doğru uçtu. Gövdesiyle birlikte köpeğin sırtına ok gibi çarpan kedi iki pençesini köpeğin sırtına yapıştırdı. Köpek neye uğradığını şaşırmıştı. Belli ki olan bitenden hiçbir şey anlamamıştı. Bir iki çırpınıp üzerindeki kediyi atmaya çabaladı. Kendimi bir rodeo yarışmasında sandım!.. Köpek ön ayakları üzerinde durup arka ayaklarını hızla yukarı kaldırıyor. Ardından dört ayak üzeri yukarı fırlayıp yere düşüyor. Kalçasını da hızla sağa sola fırlatıyordu. Bunu yaparken belini kamburlaştırıp sonra düz hâle getiriyordu. Birkaç denemeden sonra sırtındaki kedi yere düşünce çıkardığı bir ulumanın ardından hızla kaçtı.
Şaşırmıştım. Apışıp kalmak derler ya işte öyle olmuştum.
Kedi köpeğin sırtından düşünce bulunduğu yerde kalmadı kaçmakta olan köpeğin ardından koştu. Ama öyle çok değil!.. Köpeğin 5-10 adım uzağında durdu. Köpek de durmuştu. Karşılıklı bakıştılar. Kediden yeni bir hırıltı yükselince o koca köpek boynunu büküp yenilgiyi kabul etmişlerin tavrıyla uzaklaştı.
***
Kedi köpeğin ardından hızla inip kalkan karnına aldırmadan bir hırıltı daha çıkardı. Aslana benziyordu o hâli ve mutluydu. Belli ki korkunç bir güç harcamış ve yorulmuştu. Ama gururu ve özgüveni gözlerinden okunuyordu. Köpek iyice uzaklaşmıştı ki kedi çalılıkların arasına girdi. Çıktığında siyah mı siyah yavrusu yanındaydı. Gördüklerim karşısında inanın afallamış ve kediye hayran olmuştum. Demek tüm bu olan bitenleri yavrusu için yapmıştı?
Analık duygusunun bir kediyi aslana dönüştüreceğini söyleselerdi kesinlikle inanmazdım. Ama o kedinin kendisinden kat be kat büyük, iri ve güçlü olan köpeğe yaydan çıkan bir ok gibi kendisini fırlatmasını gözlerimle gördüm. İki pençesini köpeğin sırtına yapıştırdığına bizzat tanık oldum. İçimden karşımda duran kediye engin bir saygı yükseldi. Çekim yaparken gitmesini istemiyordum. Ama beklemedi. Yavrusunu aldığı gibi karşıdaki ağaca tırmandı ve köpeğin ulaşamayacağı bir yükseklikte dalların arasında yavrusuna güvenceli bir yer yaptı.
Yaydan atılan bir ok örneği tüm bedenini köpeğin üstüne fırlatan kedinin bu olağanüstü hareketini kaçırmış çekim yapamamıştım. Bari ağaçta duran kediyi çekeyim, diyerek hızlı hızlı üst üste birkaç poz çektim. Kedi önceleri rahatsız oldu. Ama aynı hareketi bulunduğum yerden hiç ayrılmadan yavaşça birkaç kez yapınca rahatladı. Sanırım kendilerine zarar vermeyeceğimi anlamış olmalıydı.
Az sonra gözlerinde korkunç bir değişim oldu! Şaşırmış, hatta korkmuştum. “Acaba benden rahatsız oldu da köpeğe saldırdığı gibi bana mı saldıracak?” diye düşündüm ve aniden bulunduğum yerden geri çekilmeye karar verdim. Birkaç adım geri çekildiğimde biraz önceki köpeğin ağacın dibine doğru yaklaştığını gördüm. Rahatlamıştım, çünkü kedideki değişimin sebebi ben değildim. Yaklaşan köpek ondaki korkunç değişikliğin sebebi olmuştu. Eğer köpek yaklaşıp onlara zarar verecek gibi olsa ağaçtan aşağıya bir yıldırım gibi kendisini fırlatacağından en küçük bir kuşku duymadım.
Dönüp köpeği kovaladım. Zaten epeyce acı çekiyor olmalı ki üstelemedi bile. Boynunu eğerek çekip gitti.
Köpeğin gittiğini gördüğümde ağaca yaklaştım, birkaç poz daha çekip ayrılmayı düşünüyordum. Çekime başladığımda bir ara kediyle göz göze geldik. Bakışları minnet, saygı ve sevgi doluydu. İçten teşekkür ettiğini duyar gibi oldum. Ben de:
“Benim yaptığım değil, senin yaptığın önemli. Sana hayran oldum, sana büyük bir saygı duyuyorum. Yavrunla güzel günler geçirmeni diliyorum, haydi Allaha ısmarladık,” dedim ve uzaklaştım. Ardımdan bir miyavlama sesi duydum ama şimdiye kadar duyduğum en güzel miyavlamaydı bu!..
Alışveriş Merkezinden sabah kahvaltısı için alacaklarımı alıp eve dönerken önünden geçtiğim bir havuzun kenarında aynı kedinin su içmek üzere olduğunu gördüm. Temkinli adımlarla yaklaşıp birkaç poz çekmek istiyordum. Adımlarımdan çıkan sesi duyunca başını kaldırıp baktı. Tanımıştı beni…
“Çek! İstediğin kadar çekebilirsin,” der gibi suya eğilip kana kana içti… Verdiği korkunç uğraş, o asil anneyi, o muzaffer komutanı epey yormuş olmalıydı…

Hüseyin Yeğin

AÇIKLAMA: Anlattığım bu olay tamamen gerçek olup birkaç yorumum dışında en küçük bir abartı içermemektedir. Bu anımı evlatları şehit olan anne-babalara adıyorum. Öyle sanıyorum ki; “Kandil’i yerle bir edemiyoruz. Çünkü ABD bizi engelliyor, ABD bizden çok büyük ona gücümüz yetmez!” diyenlerin de bu anıdan çıkaracakları dersler olmalı…

sislioda.com

Etiketler:
BAŞKANLIK hırlama kedi köpek PKK PYD
Paylaş Tweetle Paylaş Paylaş Paylaş

Yazarın Diğer Yazıları

Çizgi’m Asgari Ücret fiyaskosu, Emekli Yılının belleğimde yerleşen korkusu, Aile Yılı bunalımıyla...
Çizgi’m
Bilmek İstiyorum Yaşım onbeş, Herkesle kardeş kardeş, Özgürce yaşamak istiyorum. Düşüncelerim ben...
Bilmek İstiyorum
Mevlana’dan Deyişler Ey altın sırmalı giysiler giymeye, altın kemerler takınmaya alışmış adam, Nihayet sana...
Mevlana’dan Deyişler
KIBRIS Gazisi E.P.Kd.Alb.Niyazi KÜLAHLI’ya-1 “”””””” Kıbrıs gazisi, can arkadaşım, dostum ve bir kardeş gibi sevdiğim güzel insan E. P. Kd. Al...
KIBRIS Gazisi E.P.Kd.Alb.Niyazi KÜLAHLI’ya-1  “””””””

Yorum Yazın

Cevabı iptal etmek için tıklayın.

Kullanıma İzin Verilen HTML Kodları : <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>

Renkli Deneme

Çizgi’m Bilmek İstiyorum Unutulmayan İyilik… BİR SAATLİK ÖMÜR Mevlana’dan Deyişler
  1. Çizgi’m Çizgi’m
  2. Bilmek İstiyorum Bilmek İstiyorum
  3. Unutulmayan İyilik… Unutulmayan İyilik…
  4. BİR SAATLİK ÖMÜR BİR SAATLİK ÖMÜR
  5. Mevlana’dan Deyişler Mevlana’dan Deyişler

En Son Haberler

Çizgi’mAsgari Ücret fiyaskosu, Emekli Yılının belleğimde yerleşen korkusu, Aile Yılı......
Çizgi’m
Bilmek İstiyorumYaşım onbeş, Herkesle kardeş kardeş, Özgürce yaşamak istiyorum. Düşüncelerim beni......
Bilmek İstiyorum
Unutulmayan İyilik…Yıl 1978. Zor, çok zor ama çok zor bir yıldı......
Unutulmayan İyilik…
BİR SAATLİK ÖMÜRO sabah da diğer günler gibi sıradan bir gündü. Ev......
BİR SAATLİK ÖMÜR
Mevlana’dan DeyişlerEy altın sırmalı giysiler giymeye, altın kemerler takınmaya alışmış adam,......
Mevlana’dan Deyişler
  • Seri İlanlar
  • Firma Rehberi
  • Güncel
  • Manşetler
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Spor
  • Politika
  • Yaşam
  • Şiir
Sitemizde yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.. Görüş ve önerileriniz için info@sislioda.com adresine e-posta gönderebilirsiniz.
Copyright © 2016 - Sislioda Her Hakkı Saklıdır.

Tasarım ve Programlama: Ajans5.Net