• Çizgi’m
  • Bilmek İstiyorum
  • Unutulmayan İyilik…
  • BİR SAATLİK ÖMÜR
  • Mevlana’dan Deyişler
  • KIBRIS Gazisi E.P.Kd.Alb.Niyazi KÜLAHLI’ya-1 “””””””
  • NASİBE!..
  • Daha da Sarıl Bana, Bırakma Beni…
  • ULUSLARARASI BAŞARI GÖRMEZLİKTEN GELİNEMEZ!..
  • Cumhuriyete Saldırılar Bitmedi, Bitmeyecek…
  • Bir Zamanlar Kahramandı!.. Meğer…
  • Bir Kumruyla Söyleşi
  • Çok Şükür Değiştim dedi ve Lefkoşa Büyükelçisi Oldu
  • İlah Olmadı Put da Olmadı Allah’ın Kuluydu…
  • Çocuk acılar içinde.
  • Üye Ol
  • Üye Girişi
    • Anasayfam Yap
      • Sitene Ekle
      • Amacımız
      • Künye
      • İletişim
Sislioda
    •  
    • Anasayfa
  • Güncel
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Spor
    • Canlı Sonuçlar
    • İstatistikler & Puan Durumu & Fikstür
  • Politika
  • Şiir
  • Sağlık
  • Teknoloji
  • Yazarlarımız
  • Seri İlanlar
    • İlan Ekle
  • Firma Rehberi
    • Firma Ekle
20.06.2025 08:20:26
  • Kültür Sanat
  • Magazin
  • Gazeteler
  • Video Galeri
  • Foto Galeri
sislioda.com Bizi Facebook'dan takip edin
sislioda.com Bizi Twitter'dan takip edin
Anasayfa » Dünya
Saime Bilhan

Zamanın Yırtığından Sızıp Gelen RADYO-5 ‎

Eklenme Tarihi: 12 Temmuz 2019 Cuma
Eklenme Saati: 6:51
Okunma Sayısı: 298
Tweetle
Saime Bilhan saime.bilhan55@gmail.com
Yazdır
Yazıyı Büyüt Yazıyı Küçült
Zamanın Yırtığından Sızıp Gelen RADYO-5 ‎


Babam radyoyu alıp odasındaki masasına yerleştirdikten sonraki günlerden birinde hepimizi odasına çağırdı. Babamın odasında radyomuzu seyretmemizin zevki başka olurdu. Bunun için ikiletmeden koşarak babamın yanına gittik. Radyo masanın üzerinde duruyordu. Ben ve kardeşlerimin bakışları özlem ve gururla radyonun üzerinde toplandı. Ayakta pür dikkat kesilmiştik. Ne diyeceğini merakla bekliyorduk. Babam bize dönerek:
“Oturun bakayım karşıma!” dedi.
İki kardeşim ve ben hemen yere dizlerimizin üzerine oturduk.
İçim içime sığmıyordu. Artık pencere altlarına sinerek müzik dinlemekten kurtulmuştum. Artık saatlerce damda uzanıp komşumuzun pikabını çalarken plak bitince değiştirmek için ağır davrandıklarında ya da unutup bir süre hiç değiştirmediklerinde olduğu gibi sinirlenmeyecektim.
İstediğim zaman, istediğim kadar radyoda müzik dinleyebilecektim. Bundan daha büyük bir mutluluk, bundan daha büyük bir zenginlik olur mu? O günler bana ne istediğimi sorsalar:
“Hiçbir şey hiçbir şey! Hamdolsun her şeyimiz var!” derdim.
Bir ara kapıda Leyla ablam belirmiş olmalı ki babam kapıya doğru dönerek:
“Leyla sen de gel buraya!” diye ablama seslendi.
Birkaç saniye içinde ablam da odaya girdi, o da bizim gibi önce radyoya bir göz attı sonra babama. O arada annem de girdi odaya. O tertemiz yüzü gülümsemeyle dolmuştu. Sanırsınız ki yüzünün her yanında güller açmış! Evlatlarını kocasının karşısında dizilmiş otururken görmek onu sevindirmişti. Annem de bizlerin yaptığını yaptı, önce radyoya baktı, sonra babama ve bize… Annemin odaya girdikten sonra babama bir şey deyip demediğini hatırlamıyorum.
Babam hepimizi topladığına göre, bize radyonun nasıl açılıp kapanacağını gösterecektir, diye düşünmüştüm. İyi olurdu. Zaten aklıma takılan birkaç soru vardı. Onları da sorup radyoyu açıp kapama ve kanal değiştirme konusunda bilmediğimiz kalmayacaktı. Tüm dikkatimi radyoya verdim. İyice dinlemeli ve bakmalıydım ki hemen öğrenebileyim. Sonra yanlış tuşuna basar, yanlış düğmesini çevirirsem Allah korusun radyo bozulabilirdi. Aman aman! Böyle bir şeyin olmasını asla istemedim. Bozuk bir radyo, içi eski püskü dolu acayip kutudan başka bir şeye benzemezdi!..
Babamın bir an önce anlatmaya başlamasını bekliyorduk. Pür dikkat dinlemeye hazırdım. Hiçbir şeyde olmadığı kadar hem de… Çok çok iyi dinleyecek ve çok iyi öğrenecektim. Babama soracağım soruları aklımdan bir daha geçirdim. Hiçbirimiz kıpırdamıyorduk. Sessiz ve olabildiğince dikkatli… Ama babamdan bir hareket gelmeyince sabırsızlanmaya başladık. Oturduğum yerde fıkır fıkırdım. Adeta tencerede kaynayan bir su… Babamın radyonun başına geçip tüm düğmelerini ve tuşlarını bize göstermesini ve daha bilmediğimiz konularda da bilgi vermesini hep birlikte bekleyip durduk. Bendeki türden heyecanın kardeşlerimde olup olmadığını anlamak için onların yüzlerini tek tek gözden geçirdim. Hayret! Kimsenin kılı bile kıpırdamıyordu. Demek ki onlar benim kadar heyecanlı değillerdi. Yine de onlardaki sakinlik garibime gitti. Nasıl olur da hiç heyecan duymazlar ki?.. Allah Allah! Yüzlerinde en küçük bir kıpırtı bile yoktu…
***
Babam önce ayakta duran ablama işaret edip bizim oturduğumuz yere geçmesi için:
“Geç şöyle!” dedi.
Ablam ikiletmeden yanımıza geldi ama ayakta durdu. O zaman ablamın öğrenme konusunda benden daha hevesli olduğunu sandım. Belli etmiyordu ama ayakta durmasının başka ne anlamı olabilirdi ki? Bu sırada garip bir şey oldu: Babam, radyonun bulunduğu masanın başına geçmek yerine radyonun uzağında bulunan sandalyeye geçti ve bacak bacak üzerine attıktan sonra bize dönüp:
“Bakın çocuklarım, ben bu radyoyu ajans dinlemek için aldım…” dedi.
Sözünün burasında bir süre durdu ve bekledi. İçimden bir duygu işlerin ters gittiğini ya da ters gideceğini söylüyordu. Babam yarım ağız bir bakışla anneme baktıktan sonra:
“Sakın ola ki bu radyoyu hiçbiriniz ellemeyin. Elinizle ona dokunduğunuzu görmeyeyim!” derken sözlerine sert bir şekilde vurgu yaptı.
Başımdan kaynar sular dökülmüştü. Daha doğrusu ne dediğini anlamak istemiyordum. Hatta bu sözlerin bana söylenmediğini varsayıyordum. Gözlerim büyümüş olmalı ki babamın dikkatini çekti ve gözlerimin içine bakarak:
“Eğer ki siz de ajans dinlemek isterseniz gelip benimle beraber dinleyebilirsiniz. Ama ben olmadığım bir zamanda; ne ajans ne de başka hiçbir şey dinlemeyeceksiniz. Ben yokken radyo asla açılmayacak. Benim dışımda radyoyu açan veya kurcalayan olursa onunla külahları değişiriz ha! Sonra demedi demeyesiniz… ”
Külahları değişmek ne demekti, bilmiyordum. Zaman durmuştu. Ben söylenenlerden hiçbir şey anlamıyordum. Babam az bekledikten sonra:
“Haydi, şimdi çıkabilirsiniz.” diye sözlerini bitirdi.
***
Az önceki heyecanım gitmiş yüreğimin tam orta yerine yumruk yemiş gibi olmuştum. Oturduğum yerde kalakaldım. Başım dönmeye başladı. İçimde ki sevinç bir anda buz oldu da dondu. Üşümeye başlamıştım ve kaskatı kesilmiş gibiydim.
Belki rüya görüyordum. Pis, çirkin ve acımasız bir rüya!.. “Böyle rüya olmaz olsun,” dedim içimden. Az önce yaşadığım güzelliklerin yitip gitmesine gönlüm bir türlü rıza göstermiyordu. Babamın dediklerine bir anlam veremiyordum. Acaba güzel bir rüya görürken tam ortasında uyandırılmış mıydım? Yoksa uçurumun kenarına getirilip oradan aşağı yuvarlanmak üzereydim?
Kendimde değildim. Kardeşlerim fırlayıp odadan çıktıkları zaman bile olduğum yere mıhlanmış kalmıştım. Onlar bende olan bitenin farkında değillerdi galiba! Yoksa bu denli duygusuz, bu denli aldırmaz olurlar mıydı? Odanın tavanına baktım dönüp duruyordu. Gözlerim kolay kolay yanılmazlar oda dönüp duruyordu. Ne yazık ki yanılmayan bir de kulaklarım vardı!.. Masanın üzerinde duran radyo ise bana düşmanca bakıyordu!..
Gözlerim dolmuş, gözyaşlarım bir ok olup fırlamak istiyordu. Daha fazla dayanamayacaktım. Babam benim içine girdiğim felaketler dolu duygu girdabından habersiz:
“Haydi kızım bana soğuk bir su getir!” dedi en müşfik sesiyle.
Çakıldığım o yerden nasıl doğruldum, nasıl dışarı çıktım ve babama nasıl su getirdim, hiçbirini hatırlamıyorum. Yaşadığım o anki hayal kırıklığını yıllarca unutmayacaktım. Şu an karşımda duran radyoya o yaşadığım olayları tek tek yeniden yaşatıyordu. (Devam edecek)
 
Saime Bilhan
 
sislioda.com

Etiketler:
ajans dinlemek için Ajanslar ellemeyin radyoya dokunma yasağı
Paylaş Tweetle Paylaş Paylaş Paylaş

Yazarın Diğer Yazıları

Unutulmayan İyilik… Yıl 1978. Zor, çok zor ama çok zor bir yıldı o yıl!.. Etim, kemiğim, kanım, canım, ...
Unutulmayan İyilik…
BİR SAATLİK ÖMÜR O sabah da diğer günler gibi sıradan bir gündü. Ev hanımları için hiç değişmeyen sabah ko...
BİR SAATLİK ÖMÜR
NASİBE!.. Sözlerime, merhum Mehmet Akif'in, "Bir gece" şiirindeki şu mısralarla başlamak istedim. İ...
NASİBE!..
Bir Kumruyla Söyleşi Hastalığın amansız pençesinde kıvranan yaşlı kadın pencereden dışarıya bakıyordu. Yakında...
Bir Kumruyla Söyleşi

Yorum Yazın

Cevabı iptal etmek için tıklayın.

Kullanıma İzin Verilen HTML Kodları : <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>

Renkli Deneme

Çizgi’m Bilmek İstiyorum Unutulmayan İyilik… BİR SAATLİK ÖMÜR Mevlana’dan Deyişler
  1. Çizgi’m Çizgi’m
  2. Bilmek İstiyorum Bilmek İstiyorum
  3. Unutulmayan İyilik… Unutulmayan İyilik…
  4. BİR SAATLİK ÖMÜR BİR SAATLİK ÖMÜR
  5. Mevlana’dan Deyişler Mevlana’dan Deyişler

En Son Haberler

Çizgi’mAsgari Ücret fiyaskosu, Emekli Yılının belleğimde yerleşen korkusu, Aile Yılı......
Çizgi’m
Bilmek İstiyorumYaşım onbeş, Herkesle kardeş kardeş, Özgürce yaşamak istiyorum. Düşüncelerim beni......
Bilmek İstiyorum
Unutulmayan İyilik…Yıl 1978. Zor, çok zor ama çok zor bir yıldı......
Unutulmayan İyilik…
BİR SAATLİK ÖMÜRO sabah da diğer günler gibi sıradan bir gündü. Ev......
BİR SAATLİK ÖMÜR
Mevlana’dan DeyişlerEy altın sırmalı giysiler giymeye, altın kemerler takınmaya alışmış adam,......
Mevlana’dan Deyişler
  • Seri İlanlar
  • Firma Rehberi
  • Güncel
  • Manşetler
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Spor
  • Politika
  • Yaşam
  • Şiir
Sitemizde yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.. Görüş ve önerileriniz için info@sislioda.com adresine e-posta gönderebilirsiniz.
Copyright © 2016 - Sislioda Her Hakkı Saklıdır.

Tasarım ve Programlama: Ajans5.Net