• Çizgi’m
  • Bilmek İstiyorum
  • Unutulmayan İyilik…
  • BİR SAATLİK ÖMÜR
  • Mevlana’dan Deyişler
  • KIBRIS Gazisi E.P.Kd.Alb.Niyazi KÜLAHLI’ya-1 “””””””
  • NASİBE!..
  • Daha da Sarıl Bana, Bırakma Beni…
  • ULUSLARARASI BAŞARI GÖRMEZLİKTEN GELİNEMEZ!..
  • Cumhuriyete Saldırılar Bitmedi, Bitmeyecek…
  • Bir Zamanlar Kahramandı!.. Meğer…
  • Bir Kumruyla Söyleşi
  • Çok Şükür Değiştim dedi ve Lefkoşa Büyükelçisi Oldu
  • İlah Olmadı Put da Olmadı Allah’ın Kuluydu…
  • Çocuk acılar içinde.
  • Üye Ol
  • Üye Girişi
    • Anasayfam Yap
      • Sitene Ekle
      • Amacımız
      • Künye
      • İletişim
Sislioda
    •  
    • Anasayfa
  • Güncel
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Spor
    • Canlı Sonuçlar
    • İstatistikler & Puan Durumu & Fikstür
  • Politika
  • Şiir
  • Sağlık
  • Teknoloji
  • Yazarlarımız
  • Seri İlanlar
    • İlan Ekle
  • Firma Rehberi
    • Firma Ekle
20.06.2025 08:02:03
  • Kültür Sanat
  • Magazin
  • Gazeteler
  • Video Galeri
  • Foto Galeri
sislioda.com Bizi Facebook'dan takip edin
sislioda.com Bizi Twitter'dan takip edin
Anasayfa » Dünya
Saime Bilhan

Ananın Bedduası Bile Duadır-2 ‎

Eklenme Tarihi: 5 Ocak 2019 Cumartesi
Eklenme Saati: 14:16
Okunma Sayısı: 326
Tweetle
Saime Bilhan saime.bilhan55@gmail.com
Yazdır
Yazıyı Büyüt Yazıyı Küçült
Ananın Bedduası Bile Duadır-2 ‎

“Oğlumla yalnız kalınca tabii ki ona daha fazla zaman ayırdım. Ancak o gösterdiğim ilgiden memnun olacağına huy değiştirmeye başlamıştı. Ve gittikçe kötüye gidiyordu. Her geçen gün huyunda korkunç değişiklikler oldu. O halim selim evladım gitmiş, yerine sinirli, duygusuz ve sorumsuz biri gelmişti.

Çok geçmeden okuldan ayrıldı.

Çalışmak da istemiyordu. Canı istediğinde kahvehanelerde falan çalışıyordu ara sıra.

Derken askere gitti. Elbet asker dönüşünde daha iyi olacağını bekliyordum.

Ama ne gezer!

Yeni yeni huylar edinmiş, beni iyice savsaklamaya başlamıştı. Onun için bir banka gibiydim sadece. Askerlik dönüşü bir kızla konuşuyordu. “İyi dedim, kendi kendime, belki bu kız sayesinde düzelir, bir işe girip çalışır, gönül rahatlığıyla onun evlendiririm.

Bir gün yemek yerken:

“Bak evladım, dedim, ben çalışıyorum. Sen de kendine doğru dürüst bir iş bul, biraz birikim yapalım, seni evlendireyim. Konuştuğun kızcağız da iyi birine benziyor.”

Ne oldu biliyor musun? Aynen patlamış bir bomba gibi gürleyip:

“Sen yetmiyorsun bir de onunla mı uğraşacağım?” dedi.

Şaşırmış kalmıştım! Sanki benimle uğraşan ve geçimim için çaba gösteren kendisiydi. Derin bir üzüntüye kapıldım. Bir anne olarak kim üzülmez ki? Bu konuşmamızın üzerinden çok geçmeden o kızcağız bizim oğlanı bıraktı. Bakmış ki bu oğlandan kendisine hayır gelmeyecek…

Babasından az bir maaş bağlanmıştı. Kıt kanaat onunla geçiniyoruz. Gençliğimde hep çalıştım, ama artık gücüm de yok! Sadece yarım bir maaşa kalmıştık.

Yıllar birbirini kovaladı. Acı üstüne acılar yaşadım. Şimdi bizim oğlan otuz sekiz yaşında… Son yıllarda alkole de başladı. Birahanelerde zaman öldürüyor. Geceleri geç saatlere kadar birahanelerde içip içip geliyor, Kapıyı tekmeleyerek uyandırıyordu beni.

Sözünün burasında tekrar hıçkırarak elleriyle yüzünü kapadı. Birkaç saniye hıçkırdıktan sonra, gözlerimin içine öyle bir baktı ki, sanki kendisini yiyip bitiren sakladığı bir sırrını açıklayacakmış gibi acıyla:

“Biliyor musun hocanım, benim oğlum yıllardır bana anne demiyor! Maymun diyor. Genellikle gece yarılarına kadar içip gece yarısı sarhoş olarak eve gelir, bana doğru tekme atar.” Tam burada durdu bir süre anlatmak istemiyor ama anlatmadan da edemiyordu:

“Maymun kalk! Bana yemek hazırla! İnanır mısınız ‘anne’ sözcüğünü yıllardır ağzından duymadım. Maymun aşağı, maymun yukarı! Hep maymun… Ama onun bana her maymun deyişinde ürperiyor, Allahtan korkuyordum. Evladımın ağzından çıkan bu şer kokan sözlerle daha çok ve daha büyük günahlar kazansın istemiyorum. Allah korusun! Ya ebedi cehennemlik olursa? Ben ne halt ederim. Ama Yüce Allah evladımın canını bir an önce alsa daha çok günah işlemeyecek. Ölüp günahkâr olarak gitse kurtulur belki…”

Sözlerinin burasında yaşlı kadının yüzü aydınlandı ve inanın bir gülümseme kapladı yüzünü. Hele gözleri! Gözlerinin içi gülüyor sanırdınız. Dudaklarında acı bir tebessümle konuşmasını sürdürdü:

“Benim canım evladım bir an önce ölüp de ebedi cehennemlikten kurtularak öbür dünyaya gitse. Ben burada elimden geleni yaparım. Önce bana karşı işlediği suçlardan dolayı ona bütün hakkımı helal ederim. Sonra oturur gece gündüz canım evladımın günahlarını bağışlaması için Yüce Allah’a dua eder dururum. Ta ki son nefesime kadar…”

Adeta bir huzur kaplamıştı her yanını. Sustu bir süre. Ben de konuşmadım, daha doğrusu konuşacak bir şeyim yoktu ki! Sonra irkilerek konuşmasını sürdürdü:

Allah korusun ya beni öldürmek zorunda kalırsa! Sarhoş değil mi ne yaptığını bilmeden her şey olabilir!.. Yavrum ana katili olarak gitsin istemem Allah korusun. Az mı huyunun düzelmesi için dua ettim, ama Yüce Allah kabul etmedi bu dualarımı. Şimdi bari yavrumun canını al da daha büyük günah işlemesin demekten başka ne yapabilirim ki?”

Hatta bir ara bana döndü ve yalvaran bakışlarla:

“Ne olursun kızım bir de sen dua et. Allah onun huylarını düzeltsin. Yok bunu kabul etmezse yavrumun bir an önce canını alsın. Yahut sen benden daha bilgilisin onun için senden yavrumun ölmesi için bana öğreteceğin bir dua yok mu?”

***

Sebile teyzenin oğlunun zulmüne ve hakaretlerinde dayanamadığından onun ölmesini istiyor sanmıştım. Bu, kalbi merhametle dolu anne, evladının daha da kötü olmasından endişe ettiği için onun ölmesini istiyormuş meğer. Tüylerim diken diken oldu! Gözlerim doldu. Bilmiyorum ki acaba hayatım boyunca benzeri bir durumla bir daha karşılaşmayacak mıyım?

Devam edecek…

Saime Bilhan

sislioda.com

Etiketler:
Allah ananın bedduası huy değiştirdi
Paylaş Tweetle Paylaş Paylaş Paylaş

Yazarın Diğer Yazıları

Unutulmayan İyilik… Yıl 1978. Zor, çok zor ama çok zor bir yıldı o yıl!.. Etim, kemiğim, kanım, canım, ...
Unutulmayan İyilik…
BİR SAATLİK ÖMÜR O sabah da diğer günler gibi sıradan bir gündü. Ev hanımları için hiç değişmeyen sabah ko...
BİR SAATLİK ÖMÜR
NASİBE!.. Sözlerime, merhum Mehmet Akif'in, "Bir gece" şiirindeki şu mısralarla başlamak istedim. İ...
NASİBE!..
Bir Kumruyla Söyleşi Hastalığın amansız pençesinde kıvranan yaşlı kadın pencereden dışarıya bakıyordu. Yakında...
Bir Kumruyla Söyleşi

Yorum Yazın

Cevabı iptal etmek için tıklayın.

Kullanıma İzin Verilen HTML Kodları : <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>

Renkli Deneme

Çizgi’m Bilmek İstiyorum Unutulmayan İyilik… BİR SAATLİK ÖMÜR Mevlana’dan Deyişler
  1. Çizgi’m Çizgi’m
  2. Bilmek İstiyorum Bilmek İstiyorum
  3. Unutulmayan İyilik… Unutulmayan İyilik…
  4. BİR SAATLİK ÖMÜR BİR SAATLİK ÖMÜR
  5. Mevlana’dan Deyişler Mevlana’dan Deyişler

En Son Haberler

Çizgi’mAsgari Ücret fiyaskosu, Emekli Yılının belleğimde yerleşen korkusu, Aile Yılı......
Çizgi’m
Bilmek İstiyorumYaşım onbeş, Herkesle kardeş kardeş, Özgürce yaşamak istiyorum. Düşüncelerim beni......
Bilmek İstiyorum
Unutulmayan İyilik…Yıl 1978. Zor, çok zor ama çok zor bir yıldı......
Unutulmayan İyilik…
BİR SAATLİK ÖMÜRO sabah da diğer günler gibi sıradan bir gündü. Ev......
BİR SAATLİK ÖMÜR
Mevlana’dan DeyişlerEy altın sırmalı giysiler giymeye, altın kemerler takınmaya alışmış adam,......
Mevlana’dan Deyişler
  • Seri İlanlar
  • Firma Rehberi
  • Güncel
  • Manşetler
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Spor
  • Politika
  • Yaşam
  • Şiir
Sitemizde yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.. Görüş ve önerileriniz için info@sislioda.com adresine e-posta gönderebilirsiniz.
Copyright © 2016 - Sislioda Her Hakkı Saklıdır.

Tasarım ve Programlama: Ajans5.Net