Bayram yazısı nasıl yazılır ki?
Ulusal bayramlar olsaydı atıp tutmak kolaydı!..
“Ortada ulusal bayram diye bir şeyler bırakmadılar ki!” deyip kısa kesilebilirdi.
***
Dini bayramlar farklı biraz!
Az da olsa…
Yani birazcık da olsa Müslümanlıktan dem vurmak gerek. Adı üstünde dini bayram.
Eş, dost ve akraba ziyaretlerini öne çıkarabiliriz.
Bir de mezarlıkları gezip rahmetli olan sevdiklerimiz ve saydıklarımıza Yasin Suresi’ni okumaktan söz edebiliriz… Öyle ki bu surenin 70. ayetinde:
”Diri olanları uyarmak için…” emrine aldırış etmeyip Kur’an-ı Kerim’i yine ölüler için okumaya devam ettiğimize değinebiliriz.
Ne ilahi bir uyarıdır ki “Diri olanları uyarmak için…” emri ölülere okunan Yasin Suresi’nin içinde yer almaktadır ve inananlar bunu önemsememektedir. Mucizenin ta kendisi değil midir bu?
”Ölülerin dili olmaz! Onlar Arapça da anlarlar Türkçe de…”
Bilemeyiz ama haydi doğru diyelim!
Peki, neden dirilerimiz hiçbir şey anlamadan Kur’an-ı Kerim’i yüzyıllardır Arapça okumaktan bıkmaz bir türlü.
Adeta inadına…
***
Dini bayramlara değinirken Müslümanların ha bire birbirini öldürmelerini ve amansız düşmanlıklarını bir yana koyup bayramlarda:
”Yardımlaşmaların, barışmaların ve hoşgörünün öne çıkarıldığını; güzelliklerin, iyi niyetlerin havada uçuştuğunu; çocukların neşe içinde cici elbiseler, gösterişli ayakkabılar beklediğini iştahla anlatabilir miyiz?
Yoksa çok mu gelir bu kadarı?
***
Müslümanların birbirine yaptığı kötülüğü başkalarının yapamayacağı gerçeğine gözlerimizi kapadığımızı ve böylece rezil bir şekilde yaşadığımızı.
Son yıllarda ulu büyüklerimizin yönlendirmesiyle gençlerimizi dindar ve kindar yetiştirdiğimizi.
Gençlerden yana esip bize doğru yansıyan acımasız fırtınanın soğukluğunu her geçen gün biraz daha iliklerimizde hissettiğimizi.
Unutup da bayramın tadını nasıl çıkaralım ki?
***
Kur’an-ı Kerim’in:
”Müminler ancak kardeştirler. (Hucurat-10)” emrine sırtımızı dönerek:
Kardeşin kardeşe yığınla yalan söylediği.
Kardeş malının talan edildiği.
Kardeşin kardeş canını çekinmeksizin kıydığı,
Kardeşin kardeşe olmadık iftiralar dizdiği.
İnsanlık değerlerinin ayaklar altına alınarak tehdit ve hakaretlerin gırla gittiği ve şeytansal içtenliğin su yüzüne çıktığı.
Doğruluğun, güzelliğin ve iyiliğin iğrenç bir yaşama tercih edildiği.
Bir düzen içinde;
Nasıl olur da bayramları gönülden yaşayabiliriz ki?
***
Sorgulanması gereken İslam Tarihi’nin mezhep, tarikat ve çıkarcılığın kıskacı altında gerçek yüzüne kocaman yamalar yamandığını bir kenara itebilir miyiz?
Gerçeğin kirli külleri altında şekil değiştirerek bugünlere getirilmesinden gördüğümüz zararı hesaplayabilir miyiz?
Sorular ve sorunlar çoktur İslam Dünyasında.
Dertler ve acılar çok!..
Haydi bayram hatırına görmezden gelelim bunları.
***
Ama.
Ulusal kahramanlara vatan haini diyorsak.
Karşı taraftan olanları yerin dibine batırıp olmadık iftiralar sıralıyorsak.
Yalan üstüne yalan yapıları inşa ediyorsak.
Geleceğimizi kendi elimizle karartıyorsak.
Bayramları bayram yapabilir miyiz?
Hüseyin Yeğin
sislioda.com
Anasayfa
