İktidar mıdır, nedir?..

CHP lideri Kılıçdaroğlu Ankara’dan İstanbul’a yürüyor.
Ama öyle bir yürüyüş ki yerden yere vurmalar göklere çıkarmalar, alabildiğine dolu… Ardı arkası kesilmiyor!..
İktidar kanadından gelen tepkiler var. Başbakan’dan, Adalet Bakanı’ndan, AKP Grup Başkanvekili’nden…
Doğaldır bunlar. Çünkü sonuç olarak bu yürüyüşün muhatabı iktidardır. Ona karşı değişik bir yöntem kullanılarak iktidarın eleştirisi vardır.
Sayın Başbakan der ki:
“…adalet sokakta aranmaz. Adaletin olacağı yer mahkemelerdir.”
Adalet Bakanı Sayın Bozdağ daha ağır konuşur der ki:
“…Hukuka aykırı olarak süreci etkileyecek biçimde açıklamalar yapmak, yargı mensuplarını hedef göstermek, tahkir ve tehdit etmek açıkça suçtur…”
AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan değişik bir sertlikle der ki:
“…mahkeme kararı kesinleşmeden, yani istinaf ve Yargıtay aşaması bitmeden Parlamento yerine sokağı tercih etmek tam bir akıl tutulmasıdır.”
***
Oysa Kılıçdaroğlu’nun yaptığı yasal haklarını kullanmaktan öte başka bir şey değildir. Yok, eğer bilmediğimiz başka amacı varsa o da kendi günahıdır. Kaldı ki nasılsa gerçekler ortaya çıkacaktır.
Ama bilinmelidir ki ortada Anayasal bir hakkın kullanılması söz konusudur.
Anayasa’nın “Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkını” düzenleyen 34. maddesi:
“Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.” der…
***
Her neyse olanlar olmaktadır.
Bize düşen izlemektir.
Ama,
Bir de ötede,
Sayın Bahçeli var…
Söyledikleri var Kılıçdaroğlu ve yaptıkları için… Öyle yenilir yutulur lokmalardan değildir. Söylediklerine bakıp hayret edersiniz!
Sanırsınız ki iktidarın asıl sahibi kendisidir. Öylesine ağır, öylesine darmadağınık bir konuşması var ki!..
Gerçekten anlamakta zorlanıyoruz.
***
Sayın Bahçeli’nin iktidarı pek sarsmayacak bir konuda tutup onu yerden yere vurduğu olur. Demediğini bırakmaz…
“İşte, dersiniz, asıl Bahçeli böyle olmalı! Acaba artık gerçekleri görmeye başladı da ondan mı bu denli sert tavır takınmaya başladı?”
Biraz da kendinizi aldatmak istercesine; “Evet evet! Mutlaka bir şeylerin değiştiği kesin… Gördü, anladı ve tavır koymaya başladı.”
Bu düşünceniz sonrası tam rahat bir soluk almak üzersinizdir ki Sayın Bahçeli gürler, ama iktidara değil, muhalefete…
Ağzında bu kez Kılıçdaroğlu vardır.
Onun Adalet Yürüyüşünü diline dolar başlar söylenmeye…
Ama öyle şeyler söyler ki şaşırıp kalırsınız.
Dersiniz ki; “Acaba bizim haberimiz olmadan iktidara mı geldi nedir?”
***
Birkaç örnek verelim:
“…Adalet yolda bulacağımız kayıp eşya, yürürken ayağımıza takılacak bir gömü değildir. Bunu bilmemek ise cehalettir. Atalarımız boşuna söylememiş: Akılsız başın cezasını ayaklar çekermiş…”
“Gün geçmiyor ki, milletimizi kaygıya sevk eden, karamsarlığa iten olaylar vasat bulmasın! Kriz tetikçileri faal, kaos heveslileri faaliyette.”
“Önyargıyla kıyameti koparılmaktadır…Mahkemenin açıkladığı hüküm kesin olmayıp, hukuki yollar kapanmış ve tükenmiş değildir. İstinaf mahkemelerinden Yargıtay’a kadar hukuki…”
“…mal bulmuş mağribi gibi sokağa fırlayarak yürüyüşe geçmesi masumane değildir. Provokatörler devrede, karıştırıcı ve nifak saçan mihraklar yerli işbirlikçileri eliyle kuyruktadır.”
“…CHP, adalet diyerek anarşiye göz kırpmakta, uluslararası topluma dikta duyurusunda bulunarak demokrasiye kast etmenin çabasındadır.”
Bir de son söylediği var ki olacak şey değil!..
“…Merak ediyorum ki, İstanbul’dan karşı bir yürüyüş başlarsa karşılaşma ve buluşma…”
Çok tehlikeli bulduğumuz bu sözlerin sonrasını yazmaya ve daha fazlasını devam ettirmeye gerek yok sanırız…
***
Hak, adalet ve sağduyu neredesiniz?

sislioda.com