Hikâye uzun! Ama kısa anlatalım.
Kendisi hâkim, ağır ceza mahkemesi üyesi. 24 Ocak günü Diyarbakır-Şanlıurfa karayolunda kullandığı araçta 90 kg esrar, el çantasında az miktarda dünyanın en zararlı uyuşturucularından olan metamfetamin kristal toz maddesi bulunuyor. Üstünden 14.000 TL para çıkıyor… Esrarın batı illerine sevkinde görev almış!.. Yani kurye olarak kullanılıyormuş! Hâkim kimliğini kullanarak yollardaki kontrol noktalarından rahatlıkla geçiyorlarmış.
Evli ve 2 çocuk babası 51 yaşındaki hâkim metamfetamin kristal toz maddesiyle ilgili olarak:
Soruşturmadaki ifadesinde: “İçeriğini bilmiyorum, kız arkadaşım cinsel gücü artırıcı olarak vermişti.” demiş!
Duruşmadaki sorgusunda ise: “Uyuşturucu olduğunu bilmiyordum. Yorgunluk giderici olarak alıyordum. Esrara ve uyuşturucuya karşıyım. Ben sigara bile kullanmıyorum.” demiş…
Sigaraya bile karşı olan eski Hâkim Halil Soğuksu’nun kan testinde esrar kullandığı tespit edilmiş! iyi mi?
Mülkün temeli olan adaletin nereye doğru yol aldığına bakar mısınız?
***
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın damadı Ömer Faruk Kavurmacı FETÖ soruşturması kapsamında tutuklanmış ve kısa zamanda serbest bırakılmıştı.
Tarih tekerrürden ibarettir, derler… Doğru demişler!
Damatlık tutuklama ve serbest bırakma işi çok kısa zaman içinde tekrar etti.
Bülent Arınç’ın damadı Ekrem Yeter de tutuklanmıştı. Çok sürmedi o da serbest bırakıldı!..
Ne oluyorsa fakir fukaraya oluyor. Adalet hak getire…
“Yaşamak mı istiyorsun? Damat olacağın yeri iyi bileceksin!..” sözü şu günler ağızlarda sakız olmuş… Halkın genelinde rahatsızlık yaratan bu durumlar kızgınların ve kırgınların sayısını artırıyor. Bu gidişle Cumhurbaşkanı’nın ikinci defa seçilmesi mümkün görünmüyor. Kimileri der ki; “O bütün kredisini Anayasa değişikliğinde kullandı...”
***
İran’ın başkenti Tahran’da IŞİD’in üstlendiği eş zamanlı iki terör saldırısında 16 ölü, 40’tan fazla yaralı vardı. İran Devrim Muhafızları Komutan Yardımcısı Hüseyin Selami:
“Saldırıların intikamını alacağız. İntikamımız bize yapılanın bin mislinden daha ağır olacak ve milletimiz bunu görecek,” demiş…
Yıllardır yaşadığımız benzeri olaylar bizde bağışıklık yarattı… Olanları gazete sayfalarından bile izlemez olduk! Bizimkiler şimdi değil ama daha önce sık sık derlerdi ki:
“Kanları yerde kalmayacak!..” Ama biliriz ki nicelerinin kanları hâlâ yerde duruyor…
Şimdiki bizimkiler ise biraz daha temkinli konuşuyor örneğin diyorlar ki:
“Bölücü terör örgütü mensupları, er ya da geç hak ettiği cezayı alacaktır. Terör örgütü ve onu destekleyenler, emellerine hiçbir zaman ulaşamayacaktır.” türünden 5-10 anlama gelecek sözler söylüyorlar.
Lastik gibi, çek çekebildiğin yere!..
Kim tüm varlığıyla devletine güvenmek istemez ki?
***
Diyarbakır’da 25 (bazı haberlerde 39) askerimizin akşam yemeğinden sonra zehirlendiği öğrendik. Daha önce de Manisa’da bin (1000) askerimiz zehirlenmiş ve bu yüzden bir askerimizi de kaybetmiştik. Manisa’daki gıda zehirlenmesinin üzerinden daha 15 gün bile geçmeden Diyarbakır’da yine gıda zehirlenmesi!..
Bu nasıl bir gaflettir? Bu nasıl bir düzensizlik ve kokuşmuşluktur?
Bu konuda yazarlarımızdan Sayın Ahmet Salih Erdoğan Erüz’ün 30 Mayıs 2017 tarihli “Gıda Zehirlenmesi” (http://haberiniz.com.tr/kose-yazisi/409330/gida-zehirlenmesi–ahmet-salih-erdogan-eruz.html) başlıklı yazısı konuyu aydınlatacak ve gerçeklere ışık tutacak içeriktedir. Sayın Erüz o yazısında:
“Bundan sonra askerî kışlalarda sık sık gıda zehirlenmesi haberleri duyacağız demektir.” derken ne kadar haklıymış!..
Bu ibret verici ve gerçekleri yansıtan yazının yetkililerce dikkatle okunmasını ve buradaki gerçekleri yansıtan verilerin de dikkate alınarak gerekli önlemlerin ivedi olarak alınmasını öneriyorum.
Hüseyin Yeğin
sislioda.com
Anasayfa
