Anayasa değişikliği ve referandum sürecini anlatmak üzere AKP Bodrum teşkilatının düzenlediği toplantıda, Sayın Cumhurbaşkanı’nın resminin salonda yer almaması kriz yaratmış ve sorunlara neden olmuş! Sırf bu nedenle bazı AKP’liler “Reis’in resmi salonda nasıl olmaz?” deyip salondan ayrılmışlar!..
***
Anayasa’da yapılan değişikliğin referanduma götürülmesi sonucunda, eğer kabul edilirse Cumhurbaşkanına benzerlerinde hiç bulunmayan yetkiler verilecektir. Bu yetkilerin parlamenter sistem ve demokrasi anlayışıyla uyuşmadığı sıkça söylenmektedir. Kimileri, yapılacak değişikliğin “Ülkenin hayrına olacağı,” inancındadır. Bu nedenle “EVET” ve “HAYIR” diyecekler benzeri görülmemiş bir uğraşa girdiler. Daha referandum tarihi belirlenmemiş olmasına rağmen bu uğraş bütün hızıyla devam etmekte, görünüşe göre daha da hızlanacağı beklenmektedir.
Verilecek ek yetkiler Sayın Cumhurbaşkanı’nın şahsına değil bulunduğu makama verilecektir. Ancak Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın benzerlerinden farklı bir görüntü çizmesi ve özgün bir kişiliğe sahip olması verilecek yetkilerin, biraz daha fazla ve uzun bir zaman aralığında tartışılması sonucunu doğurmaktadır.
Bu yazımızda taraftarlarının “REİS” diye hitap ettiği Sayın Cumhurbaşkanı’nın özgün kişiliği yanında onda görmek istedikleri olağanüstü değerler konusuna kısmen değinilecektir.
***
Taraftarlarının bakışında ya da düşüncesinde var olan yahut değişik amaçla var olduğu iddia edilen değerler olağanüstü olmasının yanında, çarpıcı, biraz da şaşırtıcıdır.
Bizde “Şeyh uçmaz mürit uçurur!” diye bir söz vardır. Gördüklerimiz, duyduklarımız biraz da bu kapsamda değerlendirilmelidir.
Ancak kişide bulunan değerlerin; doğal olmayan, yapay ve yadırgayıcı süslerle örtülmesi ülkemiz adına üzücüdür. Bu durum hoş olmayacağı gibi sosyal bilimler başta olmak üzere ilgili diğer bilimlere de aykırıdır.
Bir insan diğerlerinden farklı bir zekâ yapısına ve niteliklere sahip olabilir. Ama bu farklılığı var olmayan olağanüstü değerlerle süsleyip sunmaya çalışmak, o kişinin gururunu okşadığı varsayılsa bile yadırganır ve rahatsız edici olur.
***
Sayın Cumhurbaşkanımıza “BENİM ATAM” diyenler olduğu gibi İKİNCİ ATATÜRK OLACAK diyenler de olmuştur. İlk bakışta çok yadırgayıcı görünmemesine rağmen bu nitelemelerin doğru olmayacağı kanısındayız.
***
Sayın Cumhurbaşkanımızın DÜNYA LİDERİ ilan edilmesi bu sayılanlar arasında belki de en hafifidir. Gerçi bu benzetmenin yanında ÜMMETİN LİDERİ diyenler de olmuştur.
Ona BÜTÜN YERYÜZÜNÜN HALİFESİ diyenlerin sayısının ne kadar olduğunu bilemiyoruz. Ama sayılarının çoğalması için anlaşılmaz bir çaba gösterildiği de izlenmektedir. Bu yakıştırmayı Arapça sözcüklerle süslü göstermek için “HALİFE-İ RUYİ ZEMİN” diyenleri ise göz ardı etmemek gerek…
Liderden söz açılmışken şu yakıştırmayı da anmadan geçemeyeceğiz. Derler ki:
“ERDOĞAN ALLAH’IN TÜM VASIFLARINI ÜSTÜNDE TOPLAYAN BİR LİDER…”
Böyle bir düşüncenin nasıl üretildiğini ve hangi kaynaktan çıktığını anlamamız mümkün değildir. Bu yakıştırmanın Sayın Cumhurbaşkanımıza da büyük bir saygısızlık olduğu kanısındayız.
***
“ERDOĞAN İÇİN HER GÜN İKİ (2) REKAT ŞÜKÜR NAMAZI KILINMALI!..” diyenleri anlamak mümkün mü? Doğrusunu isterseniz bunu söyleyenlerin İslam inancında ne ölçüde samimi olduklarını merak ediyoruz!..
“ERDOĞAN’A DOKUNMAK BİLE İBADETTİR,” diyenlerin niyetlerinin girift bir karmaşaya benzediğini sanmaktayız. Aklın alamayacağı bu eylemin bir düşüncede yer alması dahi hoş değildir.
“ERDOĞAN İKİNCİ PEYGAMBERDİR,” diyenler ise karşısındakini övmek isterken İslam inancına saygısızlık etmektedirler.
***
Sosyal medyayı sallayan ve yakışıksız önerilerde bulunanları burada anmamız asla doğru olmaz.
***
Elbette bu saydıklarımızın dışında yakıştırma yapanlar da vardır. Üstelik bunların sayısının az olmadığı kanısındayız. Ne olursa olsun; akla, mantığa, bilime, din inancına ve etik değerlere aykırı eklemelerin ve süslemelerin muhatabına zarar vereceği inancındayız.
Kaldı ki cumhurbaşkanı düzeyinde bulunan bir kimsenin bu yakıştırmaların hiçbirine ihtiyacı olmadığını düşünmekteyiz.
Hüseyin Yeğin
sislioda.com
Anasayfa
