Ölmüş birinin ardından konuşan ve bir kurum olarak TSK’lerinin bir personelini özensiz bir biçimde anlatımına konu alan M. Fatih Çıtlak’ı kınıyorum. 29.04.29 günü Kanal-360 TV’de “M. Fatih Çıtlak ile Cuma Bereketi” adlı bir programında:
“Benim askerde bir komutanım vardı. Çok güzel komutanlarım oldu benim, ama bu enteresan bir adam… Annesi bir hocadan, bir hattattan yazı istemiş. ‘Yahu yaz bir şeyler Kur’an’dan falan filan! Ben zaten ilgilenmiyorum, annem ilgileniyor bunlarla.’ diye alay edercesine konuştu. Ben de annesine yazdım, vereyim de belki kalbi yumuşar, dedim. Verdiğimde eline aldı çevirdi, ‘Hıh doğru mudur, düz müdür, böyle mi okunur?’ gibi alay edercesine sözler söyledi. Sen deli misin, divane misin? Bir şeylere gıcık olabilirsin, bu seni İslam’la alay etmeye hak kazandırmaz. Kullanamazsın sen bu tabirleri… Her zaman bu adam böyle midir bilmem, ama bunun cezasını çok kötü gördü. Sonu çok kötü oldu. Parça parça oldu falan!.. Öyle cephede mepede değil, nizamiye çıkışında!.. Öyle Kur’an’la alay edilmez! Herkes bilsin bunu… Bir adamın dine hassasiyeti varsa namusludur, dine hassasiyeti yoksa namusu bitmiştir.”
Sözlerini üzüntüyle dinledim.
***
Her insanın din ve inanç özgürlüğü olduğunu vurgulamak isterim. Tabii ki hepimiz bir başkasının din ve inançlarına saygılı olmalıyız. Ama bu sorumluluğu perde yapıp başkalarına etik olmayan tutum ve davranışlar sergilemek de doğru değildir.
***
Sayın Çıtlak, İmam Hatipten ve Türkoloji Bölümünden mezun. Kendisi İSLÂM TARİHİ ve TASAVVUF alanında birçok radyo ve televizyon programı yapıp; din adına konuşmalar yapan, aynı zamanda bu konuda sorulara cevap veren biri.
Adını vermese dahi ölmüş birinin ardından konuşması YAKIŞIKSIZ ve DİNİMİZİN KABULLERİNE SIĞMAZ…
İşin ilginç yanı SEMAZEN olarak yurt içi ve yurt dışı birçok organizasyonda bulunmuş ve Mesnevi şerhi yazacak kadar Mevlana ile yakından ilgilenmiş biri.
Merak ediyorum:
“Acaba o Koca Mevlana’nın dillere destan kalıplaşmış sözlerinden hiç ders almamış mı? Son yıllarda amansız, acımasız, hatta zulüm derecesine varan yaklaşımlarla yıpratılmış TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİNİN bir personelini, üstelik kendisine cevap bile veremeyen ölmüş bir personelini yermekten üzüntü duymadı mı? Mevlana’nın;
“AYIPLARI ÖRTMEKTE GECE GİBİ OL!..” sözlerinden kendine pay çıkarmadı mı?
Merak ettiğim bir başka konu yine var: Acaba BAKARA-MAKARA diyenlere karşı da feveran edip benzeri tutum sergiledi mi?
***
Yoksa;
Sayın Çıtlak, Bilal Erdoğan’ın eşi Reyyan Uzuner’in dayısı olmaktan ve okuduğu şiirlerle Sayın Erdoğan’ı ağlatma becerisi göstermekten öte yaptığı işlerde hassasiyetini mi yitirdi?
Hele hele; “Bir adamın dine hassasiyeti varsa namusludur, dine hassasiyeti yoksa namusu bitmiştir.” türünden YAKIŞIKSIZ ve HAKSIZCA sözler etmesinin sebebi ne ola ki?
Umarım bundan sonraki çalışmalarında daha çok yaptığı işe layık davranışlar sergiler ve hitap ettiği toplumun sorumluluğunu taşır…
Sevgi BİRDAR
Anasayfa
